12 Mayıs 2012 Cumartesi

Yazar Olmak İçin Ne Yapmalıyım?





Aslında söyleyecek çok bir şey yok. Bu sorunun artık basmakalıp hale gelmiş olan yanıtı, pek çok yazar tarafından çeşitli kitaplarda, söyleşilerde, internet sitelerinde, bloglarda vb. verilmiş durumda. Öyle büyük bir sır da değil. Yazar olmak için tek bir şey (aslında iki şey) yapmak gerekiyor. Bunlardan birincisi yazmak. Yazın! Birinci kural bu. Yazmadan, yalnızca “Ben yazar olacağım” diyerek yazar olamazsınız. O yüzden yazar olma hülyalarına dalmak yerine oturup her gün yazın. İnsanlara, yalnızca ve yalnızca yazıyor oldukları için yazar denilir. Yani sahip oldukları bir özellikten değil ama yaptıkları bir eylemden dolayı. Şunu da ekleyeyim; bazı yerlerde denk geliyorum, kimileri “Bir fikrim var, bir metne başladım. Şu halde bir yayınevine gitsem, anlaşsam. Ona göre kitabımı tamamlasam, nasıl olur?” diye soruyorlar. Bir yayınevinin kapısını çalabilmek için ortaya başı sonu belli bir yapıt koymak zorundasınız. Yineliyorum, yazar olmak için yazmış ve yazıyor olmak gerekir. Hem, yayınevinden gelecek yanıta göre yazmayı sürdürecek veya bırakacaksanız hiç başlamayın derim. Üstelik bu biçimde hiçbir yayınevi de anlaşmaz. Ama bu, ilk kitabınızı nasıl yayımlatacağınıza dair başka bir yazının konusu. Bizse şimdi yazar olmak için ne yapmak gerektiğiyle ilgili konumuza dönelim.

Yazmakla birlikte yapmanız gereken bir şey daha varsa o da okumak. Okumak, sizin yazmak için besin kaynağınız. Yaratıcı yazarlık atölyelerinden, kurslardan, hatta bu blogdaki tavsiyelerden çok daha öncelikli olan bir şey varsa o da okumaktır. Bu, sizin yazarlık eğitiminizin ve dahası yazarlık sermayenizin temelidir. Yazarlıkta yalnızca doğuştan gelen yetenekle bir yere varamazsınız. Evet, yetenek gereklidir. Ama tek başına hiçbir şey ifade etmeyecektir. Bu yüzden sürekli okumalısınız. Üstelik, yalnızca yazacağınız türde, hatta yalnızca edebiyat kitapları da değil. Okuduğunuz her nitelikli kitap yazarlığınıza yaptığınız bir yatırımdır.


Bütün bunlar aslında bir açıdan beylik sözler gibi geliyor olabilir. Ama sınırlı bir kitap dağarcığına sahip olup yazmaya heves eden çok kişiyle karşılaşıyorum. İçlerinde hatırı sayılır sayıda metin, öykü, şiir yazmaya başlamış olanlar da var. Ortaya çıkan sonuç pek iç açıcı değil. Tabii ki bu yazar adaylarının hiç okumadığını iddia etmiyorum. Ancak, yalnızca birkaç klasik, birkaç da çoksatar okuyup - kendilerine açıkça itiraf edemeseler de - içten içe bunun yeterli olacağını uman yazar adayı hiç de az değil. İşte bu yüzden bu basmakalıp tavsiyeleri yineliyorum: oturup yazın, oturup okuyun!  

Bunun dışında bir iki ek tavsiyem daha olacak. İşi biraz daha geliştirmek için bir metni yazar gibi okumasını da öğrenmek gerekiyor. Aslında çoğu yazarlık atölyesinde ve yaratıcı yazarlık kitabında bu yeteneği geliştirmek üzere çeşitli bilgiler bulunmakta. Kurmacanın unsurları, karakter, atmosfer, çatışma, izlek vb. bir metni çözümlemeye yarayan bilgiler... Bunun için şuradaki
yazıda birtakım kitaplar önermiştim daha önce. Bu tür yaratıcı yazarlık kitaplarının yanı sıra eleştiri ve edebiyat incelemesi kitapları, metni bir yazar gözüyle okuma yeteneğinizi geliştirecektir. Murat Gülsoy’un Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık kitabını daha önce de önermiştim. Kitapta, (linkini verdiğim önceki yazımda söz etmemiş olsam da) bir yazar için defter ve not tutmanın öneminden de bahsediyor. Kitabın diğer bölümleri ve özellikle sonundaki Tanpınar’dan yapılan alıntı da hem okuması keyifli hem de ciddi anlamda yararlı. Aynı yazarın 602. Gece kitabı da bir metni yazar gözüyle okuyup çözümlemenin yollarını gösteriyor. Bunun yanı sıra Sevim Gündüz’ün Öykü ve Roman Yazma Sanatı kitabını da öneririm.

Yaratıcı yazarlıkla ilgili olarak pek söylenmese de eklemeden geçemeyeceğim. İyi bir yazar olabilmek için okumak ve yazmak dışında yapmanız gereken bir şey daha var. O da yaşamak. Bundan kastım bir savaşı yazmak için savaş muhabirliği yapmanız değil, ama  hayatla içli dışlı olmak, gözlem yapmak, bu arada ufku geniş olmak, diğer sanat dallarıyla ilişkisi olmak kastım. Sözgelimi bir roman veya öykü yazarı olarak sinema sanatını takip etmek, müzikten, tiyatrodan, felsefeden, bilimden aldıklarınızla yeni yaratılar ortaya koyabilmek... Yazabilmek için sermayenizin geniş olması gerekiyor. Bunun için de okumakla birlikte yaşamın ve sanatın diğer dallarının içinden de beslenebilmeniz gerekir. Tabii, roman yazabilmek için “Hayatım roman ağbi!” veya “Ben hayat üniversitesinden mezunum.” diyenlerden olmanız gerektiğini ima ediyor değilim. Önemli olan çok şey yaşamaktan ziyade hayattan (özellikle kültür hayatından) beslenebilmek, yazı sermayesi çıkarabilmektir. Bütün müzik kültürü yalnızca Türkçe pop şarkılarından veya bütün sinema kültürü çok bilindik gişe filmlerinden ibaret olan birisinin, yazdıklarına yansıtacağı da bu sınırdadır.


Bu arada bir özel tavsiye: özellikle şiir veya öykü yazıyorsanız mutlaka edebiyat dergilerini takip edin. Kendinizden önce yazılmış ve bugün yazılmakta olan metinleri ve yazarları öğrenin. Bir öykü yazarı veya şairin kitabını yayımlatabilmesi için kendisini dergilerde göstermesi gerekir. Bu sayede yazarın yetkinliği sınanır, yazdıkları gelişir ve üstelik adı duyulur. Öykü veya şiir yazıyorsanız, dosyanızı koltuğunuzun altına alıp yayınevlerinin kapısını çalmadan önce kendinize yakın bulduğunuz dergilerde yazdıklarınızı sınayın. Edebiyat dergilerine yazdıklarınızı nasıl gönderebileceğinizden şuradaki yazıya bakabilirsiniz, yararlı olacağına inanıyorum.
Hepsi bundan ibaret işte. Bir yaratıcı yazarlık atölyesine gitmek bile zorunlu değildir yazar olmak için. Tutup da yazarlık atölyelerinin yararsız olduğunu söylemeyeceğim. Nasıl ki bir resim atölyesi, resim tekniklerini öğrenmek için önemliyse iyi bir yaratıcı yazarlık atölyesi de benzer bir amaca hizmet eder. Resim atölyesi gibi yazı atölyesi de sizi sanatçı yapmaz ama kendinizi geliştirmenize, birtakım teknikleri öğrenmenize, disiplin kazanmanıza yardımcı olur.


Belki merak ediyorsunuz, zaten bilinen bu şeyleri bir kez daha niçin yazdım? Aslında bunun birinci sebebi, zaten bilinir gibi gözüken bu türden şeylere çoğu yazar adayınca pek kulak asılmadığını görmem. Sonuç olarak Google’da “Ben yazar olmak istiyorum.” veya “Nasıl yazar olunur?” diye aratan ama gerçekten okumayan ve dahası yazmayan yazar adayları dolu. Amacım biraz da Google’da bu aramaları yapanların belki sorularına yanıt olabilmekti. Zaten bu yüzden böylesi bir yazı başlığı seçtim. Bakalım, belki bir işe yarar. Belki sizden gelecek başka ilginç soruların yolunu açar bu yazı.



362 yorum:

1 – 200 / 362   Yeni›   En yeni»
Yorumhane dedi ki...

Bende aynı konuyla ilgili fikirlerimi yazmıştım; http://www.yorumhane.org/2011/12/yazar-olmak-icin.html internette bu işi paray dökenler bile var.Sonuç olarak verdikleri hiç

Y.O. dedi ki...

Bilmeden aynı görseli kullanmışım. Başka bir siteden almıştım oysaki. Değiştirdim yine de.

Yorumhane dedi ki...

hocam sorun yok sizin yazınız kadar kaliteli olmamıştı sadece kişisel görüşlerimdi benim yazdıklarım

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...

Sizden çok şeyler öğreniyorum, teşekkür ederim.

Y.O. dedi ki...

Harun Bey, sağ olun.

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...

Siz de sağ olun. İyi çalışmalar dilerim.

DOREMİ dedi ki...

iyi ki uğramışım öğreneceğim şeylerle dolu.:))

Facebook dedi ki...

Ben gülşen , 13 yaşındayım ve yazar olmayı düşünüyorum.Bazende öğretmen olmayı düşünüyorum ama önceden küçük defterime 15 sayfalık bir hikaye yazmıştım yardımcı olurmusunuz? :-/

Y.O. dedi ki...

Gülşen, ne tür bir yardım istiyorsunuz?

Adsız dedi ki...

Ben gerçek anlamda yazmaya lise 1'de başladım. Şimdi ise lise 4'deyim. O zamandan bu zamana kendimi geliştirdiğimi sanıyorum; ama okudukça ve 'yazar olma' konusunda bilgi edindikçe kendimi daha noksan hissediyorum. Önceleri tek derdim kitap bastırmak için bir bütçemin olmamasıyken şimdi bir de buna kendimi sürekli yetersiz görmem eklendi. Ya gerçeği yeni yeni kabulleniyorum ya da gerçekten başaramamaktan korkuyorum. Bu yazı için gerçekten teşekkürler.

lay! dedi ki...

Hemingway, günün 10 saatini bilgisayar başında ''Nasıl yazar olunur?'' başlıklı blogları okuyarak yazar olduğunu yazmış günlüğünde. AYnı şekilde Gabriel Garcia Marquez'de blog açarak başlamış yazarlığa. Dünya edebiyatından bir çok örnek verilebilir. Yerli yazarlarımızdan ise Sabahattin Ali, Oğuz Atay ve garip akımı temsilcilerinden Münir Nurettin Selçuk blog yazarıydı eskiden. Kimse bilmez, kimse de söylemez size bunları. Kıymetimi bilin.

Adsız dedi ki...

Ben, fantastik bir roman çalışması yaptım ve değişik meslek gruplarından olan kişilere okuttum., çok güzel film olabileceğini söylediler... benim merak ettiğim bu aşamadan sonra ne yapmam gerektiği! Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden tşk.ederim.


Y.O. dedi ki...

"Bu aşamadan sonra ne yapmam gerektiği" ile kastettiğiniz kitabınızın nasıl yayımlanacağı sanırım. Bunun için kitabınızı yayımlatmak istediğiniz yayınevlerine kitap dosyanızı göndermeniz gerekiyor. Bunun için posta yolunu tercih edin. Çoğu yayınevi e-posta, hatta elden teslim yöntemini tercih etmemekte. Dosyanıza kısa özgeçmişiniz ve iletişim bilgilerinizi eklemeyi de sakın unutmayın.

Bu arada ne kadar farklı meslek gruplarından olursa olsun, çevremizdeki kişilerin yazdıklarımızla ilgili yorumları çoğu zaman yanıltıcı olabilir. Özellikle belirtmek gerek ki, yazdığınız metinden - o metin bir senaryo olmadıkça - iyi bir film çıkacak olması değil, o metnin iyi bir roman olması önemlidir.

Adsız dedi ki...

Ben kitap okumayı çok seviyorum bir ara tiyatroda oynamıştım o sırada bir oyun'un devamını yazmıştım ve türk çe öğretmenim bunları ilerlete bileceğimi güzel yazılar yazarsam yazar olabileceğimi söylemişti ve bende o gün bugündür her seferinde nasıl ne tür yazılar yazabilirim diye düşünüyorum Şuan lise 1 deyim yazar olmak için bir bölüm okumama gerek var mı onu merak ediyorum ve burç'um da İkizler : Hayatını yazsa roman olur D&R de baş köşeye konur yazıyordu bunu görünce daha bir istek geldi ama ne tür bir yazı yazıcammmm yardım edin lütfen

Y.O. dedi ki...

Sanırım maddelemek en iyi yol olacak:

1- Okumaya devam edin. Sevdiğiniz şeyleri okuyun. Neyi sevdiğinizi ve neyin nitelikli edebiyat olduğunu öğrenin.
2- Yazmaya devam edin.
3- Yazdığınız her şeyde - bu bir alışveriş listesi veya bir internet yazışması olsa bile - yazım ve dilbilgisi kurallarına dikkat edin. Sizin durumunuzda bu gerekli.
4- Yazar olmak için Türkiye'de okuyabileceğiniz bir üniversite bölümü yok. Yazar olmak için edebiyat fakültesinde de bir şey öğrenemezsiniz.
5- Burçlarla ilgili yorumları bir kenara bırakın. Burcunuz ne olursa olsun, yazmak, bütün sanat dallarındaki gibi büyük emek ve çalışma gerektirir. Ne kadar yetenekli olsanız, ne kadar Tanrı vergisi, yıldız vergisi özellikleriniz olursa olsun önce çok okumak, çok yazmak, yazmak üstüne düşünmek ve kendinizi geliştirmek zorundasınız. İkizler burcu milyonlarca insan var yeryüzünde. Hepsi yazar değil. Buna karşın pek çok ünlü yazar da başka burçtan çıkmıştır. Böyle şeyleri kafanıza pek takmayın, yalnızca işinize bakın.
6- "Hayatını yazsa roman olur. . ." diye başlayan bir tavsiyeden koşarak kaçın.
7- Yazmak istiyorsunuz, ne tür bir yazı yazacağınızı soruyorsunuz. Tek kelimeyle sorunuzun yanıtını bilmiyorum. Bunu siz bulacaksınız. Daha yaşınız çok genç. Yalnızca okuyun. Edebiyat dergilerinden - ve hatta diğer kültürel dergilerden - ilginizi çekenleri takip edin. Nitelikli edebiyatın ne olup ne olmadığını da öğrenmeye çalışın, bardağınız dolsun. Yazmak, gerçekten sizin istediğiniz bir şeyse bir yerden sonra o bardak taşmaya başlar. Bu arada sürekli bir şeyler yazabilirsiniz. Bunların tür olarak bir adının olmasına gerek yok. Kaleminiz idman yapmış olur. Okudukça ve yazdıkça şiir, öykü, deneme, roman, eleştiri vb. türlerden hangilerinin ilginizi çektiğini görürsünüz.
8- İstediğinizin gerçekten yazmak olup olmadığından emin olun ve bunun üstüne düşünün. Kastettiğim yazar olarak tanınmanın insana hoş gelmesi değil, yazmak. Bunu unutmayın.

Unknown dedi ki...

Soruma cevap verileceğini hiç ummuyordum çok teşekkür ederim.Bence bu sayfadaki bilgileri yazar olma düşüncesi olan herkes okumalı...

Y.O. dedi ki...

Güzel yorumlarınız için teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Şey ben... Ben yazar olmak istiyorum fakat fantastik bir roman çıkarmak istiyorum.kitabımda yazacağım bölümleri(ki belki yazarım şu an kararsızım) kafamda oluşturup bir kenara not ediyorum.sizce parça parça birşeyler yazıp birleştirmek sizce doğrumu ha birde ben henüz 15 yasındayım henuz genç olduğumu ve hayattan ve yaşamaktan öğreneceğim şeyler olduğunu düsünüyorum istrseniz size yazdığım kısa parçalardan birini göndereim.fakat inancımı kaybettim ve yazmaktan korkuyorum sizce ne yapabilirim bana yardım edin?

Y.O. dedi ki...

İnancınızı kaybetmek için çok gençsiniz. Yukarıdaki sorulara cevaben yazdıklarım sizin için de geçerli. Murat Gülsoy'un "Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık" ve sizin durumunuzdaki birisi için Semih Gümüş'ün "Yazar Olabilir miyim?" kitaplarını öneririm.

koltuk takımı dedi ki...

Güzel bir paylaşım olmuş elinize sağlık.

Unknown dedi ki...

Değerli paylaşımlarınız ve soruları cevaplamak için ayırdığınız zamana çok teşekkür ediyorum. Ben 23 yaşındayım.Bu sene odtü okul öncesi öğretmenliğinden mezun olmayı bekliyorum. Üniversiteye başladığım ilk yıldan itibaren fantastik bir kitap yazmak için çalışıyorum. Bu sene nerdeyse sona yaklaştım.Yalnız sizin paylaşımlarınızı okudukça aradığım,ihtiyaç duyduğum bir çok cevaba sahip oldum. Yayınevlerinden, takip etmem gereken kitap ve dergilere kadar...Çalışmalarımın nerdeyse sonuna geldim ama eksiklik var hala. Sanırım yazarlık alanında uzman ve bana ihtiyacım olan yol çizelgemi gösterecek, yazdığım kitap hakkında bana geridönüşler verebilecek birdanışmana ve rehbere ihtiyacım var. Bana yardımcı olmayı kabul ederseniz çok mutlu olacağım. Teşekkür ederim

Adsız dedi ki...

Sanırım doğru yerdeyim yazınız çok güzel açıklayıcı ve cesaret verici gerçekten ben yazmayı ve okumayı çok seviyorum.Yazar olurmuyum bilemem ama yazmak beni rahatlatıyor.Okumak mutlu ediyor.Umarım bu yazıyı okursunuz,bana tavsiyelerde bulursunuz.Tabi okumam gereken kitaplar için önerinizi almak isterim.Şimdiden teşekkürler.

Y.O. dedi ki...

@Abdullah Atan, FABİSAD adresine bakmanızı öneririm. Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneğine aittir. Belki dernekle iletişime geçerseniz size yardımcı olabilirler.

@Adsız Okunması gereken kitaplar gibi önerilerde bulunmuyorum. Herkesin okuma zevki farklı yollardan geçerek biçimleniyor. Ama illa ki liste istiyorsanız Notos dergisinin pek çok sayısında böylesi listeler mevcut.

Unknown dedi ki...

Teşekkür ederim,iyi çalışmalar

Adsız dedi ki...

tıraş...türkiyede hep böyledir..kimse gerçekten tekniği bilmez ama biliyormuş gibi hava atmak için genel şeyler yazar...Neymiş, çok okumalı, çok gözlemlemeliymiş...ulan bizim mahallede bir teyze var bütün gün camda...dünyanın en iyi yazarı olması lazım...Bir tane de kurgu tekniği anlatsınlarda görelim...

Jiyan dedi ki...

yakinda bir yazarda ben olcagim:)

AYSUN dedi ki...

Ben lise 4 öğrencisiyim.
Çocukluğumdan beri kitap okuyorum.Kendi çapımda 2 tane hikaye yazmıştım.60 a yakın şiir yazmıştım. ve en çokta güncel konularla ilgili durmadan yazı yazmıştım. fakat daha sonra Üzüldüğüm bir olaydan dolayı çalışmalarımın hepsini atmıştım ve yazı yazmayı bırakmıştım .. Şimdi ise çok pişmanım ve lise sonda olduğum için bu sene sınava hazırlanıyorum .. HEDEFim yazılarımı bi şekilde insanlara duyurmak .
MESLEK SEÇİMİ olarak neyi seçeceğimi bilmiyorum .
Fakat ben toplumla iç içe olmayı sorunlar ortaya koymayı ve bunla ilgili çözümler bulup yazıya aktarmaya bayılıyorum .. bu yüzden köşe yazarı mı olsam diye düşünüyorum ve üniversite olarak ta medya iletişim mi okusam diyorum .
ayrıca ben sözel öğrencisiyim derslerimde gayet iyi ..
kafam çok karışık yardımcı olursanız çok sevinirim ..

Yazar Odası dedi ki...

Meslek seçimi konusunda okulunuzdaki rehber öğretmenlerden yardım olmanız daha yerinde olacaktır. Benim sağlıklı bir biçimde sizi yönlendirmem pek mümkün değil.

AYSUN dedi ki...

teşekkür ederim yinede sağolun :)

Adsız dedi ki...

yazmakla ilgili korkularımı yenmek ve ufkumu genişletmek için ne yapmalıyım?

Yazar Odası dedi ki...

Bunların yanıtları aslında yukarıdaki yazıda bulunuyor. Bu yanıtlar çok basmakalıp gelebilir. Ama bu yanıtların ötesi, özetlenemeyen, hap halinde sunulamayan herkesin kendi kişisel deneyimlerine dayanıyor. Benimse söyleyebileceğim, korkularınızı yenmek için sürekli yazın. Her yazdığınızı yayımlatmanıza gerek yok. Yazdığını bir metin kötü olursa, yayımlatmazsınız olur biter. Ama siz yazın. Sonucun iyi veya kötü olacağını düşünmeyin ve yazmayı sürdürün. Yetkinlik kazanmak bir süreç ve çalışma işidir. İnsan zamanla pişer, yazdıkları da zamanla iyileşir.

Ufku genişletmek için ne yapılabilir? Bu soruya nasıl yanıt vermeli emin değilim. Böyle soyut bir şeyi basitleştirmeye kalkarsak, geniş ufuklu bir insan olabilmenin yolu okumaktan, öğrenmekten, sanattan ve yaşamaktan geçiyor. Yalnızca edebiyat okumak da değil. İlginizi çeken, merak ettiğiniz her konuda. Sonra sinema, tiyatro, sergiler, söyleşiler, dergiler... Merak etmeye bakın. Yaşamı merak edin ve öğrenin. Meraklı insanın ufku geniş olur. Sinir bozucu derecede basmakalıp geliyor değil mi? Bir insanın böylesi bir konuda bir diğerine söyleyebilecekleri ne yazık ki bu kadar sınırlı işte. İşin büyük kısmıysa oldukça kişisel deneyimlere dayanıyor ve reçetelere dökülmesi çok zor. Ben burada her ne kadar bazı öneriler sunsam da yaratıcılıkla ve sanatla ilgili şeyleri reçetelere dökemediğimiz için verdiğim yanıtlar illa ki soruyu soranı yeterince tatmin etmeyecektir. Yapacak bir şey yok.

Adsız dedi ki...

yazı yazma çalışmalarına nasıl başlayalım? kafamızdan öykü mü uyduralım yoksa kompozisyon çalışmalarıyla mı başlayalım ve kimden yardım alarak bu yazma konusunu ilerletebiliriz?

Yazar Odası dedi ki...

Şuradaki ve şuradaki yazılar yardımcı olacaktır. İkinci yazıda size yol gösterici kitaplar yer alıyor.

Adsız dedi ki...

yazarken akıcı bir uslup kullanmak için ne yapmalıyız? ve daha ne tür kelimelerle yazmalıyız ki okuyucular etkilensin?

Yazar Odası dedi ki...

Bunlar benim veya bir başkasının yanıt verebileceği şeyler değil. Üslup, belli kalıplarla öğretilebilecek bir şey değil. İnsan kendi üslubunu kendisi bulur.

Tabii şuradaki yazıda adını andığım kurslara kalsa size anlam parçacıklarıyla oynayarak bu işin üstesinden gelebileceğinizi söylerlerdi herhalde. Ama yazarlık bu değildir.

Eğer siz de gerçekten iyi niyetli olarak soruyorsanız sorularınızı, blogda önerdiğim kitaplardan yararlanabilirsiniz. Ama yazmaya ve sanata dair pek çok şey de vardır ki öğretilmez fakat kişinin kendisince öğrenilir. Bir de tabii yazdıklarınızı geliştirmek için ne yapmak gerektiği konusunda en ufak bir tavsiyede bulunabilmek için öncelikle sizin yazdıklarınızı görmek, onlar üzerinden yol göstermek gerekir.

Adsız dedi ki...

meraba ben yazılarımı yazarken kamelyalı kadın adlı eserden yararlanmak istiyorum fakat bu romanın özetini düzgünce bulamadım rica etsem kamelyalı kadını hayatını ufak çaplı bir yazıyla anlatır mısınız?

Yazar Odası dedi ki...

Bunun için yanlış adrestesiniz maalesef.

Adsız dedi ki...

bize yardımcı olması açısından hangi yazarları önerirsiniz?

Yazar Odası dedi ki...

Yukarıda başka bir yanıtta belirttiğim üzere, okunması gereken kitaplar, yazarlar türünden önerilerde bulunmuyorum. Her okuma deneyimi farklı biçimde yolunu bulur. Ama dilerseniz Notos, Sabit Fikir gibi dergilerde kimi öneriler, listeler bulunuyor. Bir de size antolojileri öneririm. Antolojiler sayesinde kendinize yakın yazarları bulup onların izini sürebilirsiniz.

Yaratıcı yazarlıkla ilgili kitaplara dair ise
Yazar Odası'ndaki bu yazılarda kimi öneriler mevcut.

Adsız dedi ki...

Benim sorunum yazılarımın alışılagelmiş şeyler olmayışı.Her şeyin dolaylı yollardan anlatılması ve karışık olması.Benim yazılarım herkesin dikkatini çekmez çoğu kişi anlayamaz,beni de öyle..Yazılarımda kendimi anlatıyorum ama yaş itibariyle dikkat çekiyorum kimse benim yazdığıma inanmaz inanacaklarını düşünmüyorum kimsenin fikrini de alamıyorum.Paylaşacağım bir arkadaşım da yok.

Adsız dedi ki...

sizin yaş araliğınızı bilmiyorum ben daha lise öğrencisiyim ve yazmaya karşı bir sevgim var fakat okulla beraber yürütebilecek kadar uzman deiğlim ve buyüzden ileride çok pişman olacağımıda biliyorum ama herşeye rağmen bende gizli kalan neslin arasında yetişicem

Adsız dedi ki...

Ben talha.15 yasındayım macere kitabı ve şiir yazıyorum.Özellikle şiirimi okuduğum edebiyat hocam oda yazarlıkla ilgileniyor.Şiirimi çok olgun buldu.Sanki 30 yaşındaki bir yazarın yazmış olduğu gibi.Kendi önümü açmak istiyorum.Bana abilerim yardımcı olursa sevinirim.Yanıt beklerim..

Yazar Odası dedi ki...

Sevgili Talha, neye yanıt vermemi bekliyorsunuz?

Zeynep dedi ki...

Yazı genel bilgileri kapsasada tabiiki yararlı. Sorduğunuz soruların çoğunu yukarıdaki yazının sahibi bilmediği gibi bende veya bir başkasıda bilemez. Yazmak bence kendi dünyanızda bambaşka tasvirlerle şekillendirebileceğiniz bir hobi çoğu tutkulu yazar içinde bir ihtiyaçtır. Yazarlar dünyaya diğer insanlardan çok daha farklı bakmalıdır. Hayattaki en basit değerden bir bütün ve bir roman çıkarabilmelidir. Hiç kendinizi yetersiz bulmayın ve size tavsiyem eğer gerçekten bir yazarsanız siz yazın ve okuyun. Siz yazın devamı gelir yeterki isteyin ve sesinizi duyurmak isteyin..Ama gerçekten ve çok isteyin. Dediğim gibi yazarlık farklı yazarlar, farklı insanlar tarafından bambaşka değerlendirilen bir hobidir. Siz yazar olacaksanız yazmak ve okumak sizin besininiz olmalı bunun yanında araştırmak bilgi almak gözlemlemek hayal etmek düşünmekte sizin yararınıza olacaktır. Herkes kendi hakkından bilgi vermiş bence bunun bir önemi yok ,siz kendinizi tanıtmışsınız.Sakın kişisel özellik bakımından kendinizi değerlendirmeyin. Çok farklı edebiyat türlerinde çok farklı düşüncelerle birbirinden çok farklı ve dünyaca ünlü bir çok yazar var. Yaşınızın küçük olması boyunuz kilonuz burcunuz düşünüş şekliniz vs. yazar olmanızda engel tanıyamaz bence. Bende 8. sınıf öğrencisiyim ama bunu yazarlık ve edebiyat tarafından en ufak bir engel olarak görmüyorum. Yazdığım yazılar olmazsa hiç bıkmadan tükenmeden yazmaya devam ediyorum çünkü. Bir uyarım daha var çok önemli. Belirtilmiş ama biraz daha üzerinde durmak istiyorum. Kibir... sizin için çok tehlikelidir ve kibirin en büyük tetikleyiciside sizi övenlerdir. Hepinizin edebiyata ve tüm hayata dair hayalleriniz gerçekleşsin... Bıkmayın usanmayın unutmayınki önemli olan düştükten sonra
tekrar kalkabilmektir.

Adsız dedi ki...

Merhaba.adım rıdvan.15 yaşındayım.bu yıl içimdeki okuma tutkusunu farkettim.çok fazla kitap okumaya başladım.ve halada okumaya devam ediyorum.zamanla yazar olmaya karar verdim.en çok sevdiğim tür olan fantestik kurgu romanlarıni okumay başladım.yaklaşık iki ay kafamda yeni bir dünya kurguladım.tammamen kurguladıktan sonra yazmaya karar verim.Üç gün içinde elli sayfa yazdım.ama büyük bir hayal kırikliğina uğradım.çünkü kafamda kurguladiklarımı anlatırken çok yetersiz kaldım.şu an kendimi çok boş hissediyorum.ne yapmalıyım?

Yazar Odası dedi ki...

Kendinizi boş hissetmenize gerek yok. Daha yolun başındasınız. Daha çok okuyacaksınız, yazma tutkunuz devam ederse denemeye devam edeceksiniz. Tabii üç kitap okuyup hemen bir hevesle kaleme /veya klavyeye) yapışırsanız sonuç hayal kırıklığı olur. Okumaya devam. Üstelik daha önünüzde "genç yazar" sıfatını tüketmek için yıllar var. Sizin yaşınızın iki katından büyük (hatta daha fazla) yaşa sahip yazarlar genç olarak anılıyor. Yani umutsuzluğa kapılmanın bir âlemi yok. Okudukça, yazdıkça yetkinleşeceksiniz. Bu işin yolu yordamı bu. Ayrıca içinizdeki okuma tutkusunu keşfetmeniz daha çok taze. Pişmenize daha var. Acele etmeyin. Şimdi kitapçıların ve kütüphanelerin zenginliklerini keşfetmeye bakın. Yazar Odası'ndaki tavsiyeleri de dikkate alabilirsiniz tabii. Ama aradığınız şeyin çoğu bu blogdan ziyade kitapçılarda ve kütüphanelerde. Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler

Adsız dedi ki...

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler

IRMAK dedi ki...

Benim şu ana kadar en çok şiddetle istediğim ve hayalini kurduğum meslek bu. Bir hikayem var ama amatörce yazmak istemiyorum. Eğer uzmanlardan yardım alırsam daha iyi yazabileceğimi düşünüyorum. Bunun için bir bilgi verebilir misiniz?

Yazar Odası dedi ki...

Bunun için ilk başvurulacak uzman kitaplar. Roman, öykü, deneme vb. yanı sıra yazarlık ve yazmakla ilgili kitaplar da var. Ayrıca edebiyat dergileri ve yazarlık atölyeleri var. Yazar Odası'ndaki değişik yazılarda bunlardan söz ettik.

Irmak dedi ki...

Edebiyat fakültesine giderek yazar olunmuyormuş. Peki ben bu mesleğimi ileriki yaşamıma nasıl taşıyabilirim. Yani neye göre hareket edeceğim? Ben şu anda lise ikinci sınıfa gidiyorum ve kimya bölümde okuyorum ama ileriki yaşamımda kimyager olma gibi bir hedefim yok. Ben sadece yazmak istiyorum. Bunu hakkında gibi verirseniz çok mutlu olurum.

Irmak dedi ki...

Lütfen bana yardım edin. Bu mesleği hayatım boyunca hiç bu kadar çok istememiştim. Bazen sorular aklımı karıştırıyor. Herkesin mesleğim hakkında söyledikleri beni o kadar çok yıprattı ki... Bazılarından olumlu yanıt alırken diğerleri yapamayacağımı söylüyor. Başaramamaktan o kadar çok korkuyorum ki...
Bazen üzgün olduğum da yazılarımı okuyorum. Acaba diyorum, acaba bu yazdıklarımı benim gibi beğenenler olur mu? Yoksa çok saçma mı bulurlar. Bu sorular içinde kaybolup gidiyorum ve sonra diyorum ki kimi kandırıyorum ben asla diğer sevilen yazarlar gibi olamayacağım.

Büş dedi ki...

merhaba ben lise 3 ogrencisiyim.
Aklimda bazi fikirler var, yazmak istiyorum ama nereden baslayacagimi bilemiyorum. Her konu hakkinda yazasim var. Banayardimci olun lutfen. Ne yapmam gerek?

Adsız dedi ki...

Merhaba, yazmaya henüz başladım ve blogunuzu ilgiyle takip ediyor ve çok faydalı buluyorum sormak istediğim şu ki -maalesef bahsettiginiz kitaplari daha alamadim bu sorunun cevabi var mi onlarda bilmiyorum - ben karakter olustururken daha çok iç gözlemlerden faydalaniyorum. Çevremdeki insanlarin jest ve mimiklerinden derine inemiyorum. Bu çok mu kötüdür bir yazar adayi icin? Zamanla gelisir mi ve bunu gelistirmenin bir yolu var mı? Çünkü bu şekilde karakterlerim birbirine çok benziyor, yazdıklarımın edebi değeri düşüyor ve kendimi narsist gibi hissediyorum. Şimdiden teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Şuan 14 yaşındayım yaklaşık üç yıl değişik konularda hikaye ve öykü yazIYORUM.Öğretmenlerim ve gerek çevremdeki kişiler çok başarılı olabileceğimi söyledi.Yanlız şöyle bir problemim var şuan daha çok bir roman yazmaya çalışıyorum fakat her seferinde yazdığım bir yerini beğenmeyerek atıyorum ve tekrar başlıyorum.Sizce bu yaptığım doğru bir şey mi?

Yazar Odası dedi ki...

@Irmak Bir meslek olarak, yani para da kazanabilen bir iş olarak yazarlık çetrefil bir mesele. Notos dergisinin 40. (Haziran-Temmuz 2013) sayısında kimi yazarların geçinmek için neler yaptıklarına dair bir bölüm de var. Notos 40. sayı Bunun dışında para da kazanabilen bir iş olarak yazarlık yapmak konusunda verebilecek bir tavsiyem yok dürüstçesi.

Yazar Odası dedi ki...

@MüziksizveModasızYaşanmaz Başlangıç olarak şu yazılarda
önerdiğim kitaplardan başlayabilirsiniz. Bu kitaplarda çeşitli tavsiyeler var. Yinelemem anlamsız.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (17 Haziran 2013 20:56) Yarattığımız karakterler şu veya bu biçimde yazarını yansıtır. Bu demek değildir ki yarattığımız karakterler birebir bizim birer kopyamızdırlar. Demek istediğim, karakterlerinizin sizin ruhunuzdan, düşüncelerinizden, yaşadıklarınızdan bir parça olmaları doğaldır. Bu açıdan şunu söyleyebilirim, kendi içinizden, birbirinden farklı, sizin veya birbirinin fotokopisi olmayan bir çok kurmaca karakteri çıkarabilirsiniz.

Karakterleriniz öyle olmamasını amaçlamanıza rağmen sizin kopyanız haline geliyorsa orada bir sorun var demektir tabii. Yine de şunu söyleyeyim, her yazar, özellikle ilk metinlerinde elbette en iyi tanıdığı, bildiği şeye, kendisine ve kendi hayatına yönelecektir. Bunda bir sorun yok. Çalışa çalışa aşılacak bir şey.

Başkalarının jest ve mimiklerinden derinlerde neler düşündüklerini anlamaya çalışmak da pek işe yaramaz. Sonuçta yazarlar akıl okuyan kimseler değildir. Bu yüzden tanıdığınız kişilerin jest ve mimiklerinden derinlere inmeyi denemek yerine onlar hakkında ne bildiğinizi, hangi durumda nasıl davrandıklarını, belli konular hakkında nasıl fikirleri olduğunu, hangi duyguyla nasıl davrandıklarını düşünüp notlar çıkarabilirsiniz. İnsanlarla konuşmak, sorular sormak da bir yöntem.

Bunun dışında, sözgelimi karakterlerinizin cinsiyetlerini değiştirmek gibi kimi değişiklikler yapmayı düşündünüz mü? Sizin hep bulunduğunuz koşullardan farklı koşullarda bulunan karakterler de acaba sizin gibi mi davranırlardı? Sizden tamamen farklı bir kurmaca karakter imgeleyip ondan sonra yazmaya koyulabilirsiniz belki. Farklı cinsiyetten, sosyal kesimden, meslekten, kanaatten kişiler... (Unutmadan karakterinizin farklılığını gösterecek en iyi şey eylemdir. Özetlemeyin, anlatmayın, gösterin: karakterinizin hangi durumda ne yaptığını gösterin.)

Bunun dışında bir klişeyi daha iftiharla buraya yapıştırıyorum: Yazar gözüyle okuyun! Okuduğunuz roman ve öykülerin çözümlemelerini yapmaya çalışın. Bunun dışında, Yazar Odası'nda önerdiğim kitaplarda da karakter konusunda pek çok öneri var. Onları da şiddetle öneririm.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (17 Haziran 2013 22:43) Silmek yazmaya dahildir. Böyle böyle yazılır.

Gamze dedi ki...

Konu hakkında bilmek istediğim birçok şeye ulaştım. Çok güzel yazmışsınız.

Adsız dedi ki...

SAÇMA GELEBİLİR AMA SİGARAYLA İLGİLİ ŞİİR YAZABİLMEK İÇİN SİGARAYA BAŞLADIM (15 YAŞINDAYIM). VE GERÇEKTEN O DUYGUYU TATTIĞIM İÇİN BİR KAÇ ŞEY KARALAYABİLDİM.ASLINDA YAZMAK İÇİN BİR ŞEYLER YAŞAMAK GEREKTİĞİNE İNANIYORUM. ASIL SORUMA GELİRSEK EĞER YAZMAK İÇİN BİR ŞEYLER YAŞAMAMIZ ŞARTMI YA DA BU SAÇMA OLACAKSA YAŞAMADAN YAZMAK BİZİ SOYUTLARMI

Sokrates'in Yeğeni dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

SAĞOL SOKRATESİN YEĞENİ AMCAM SEN DAHA ÖNCE GİTMİŞSİNDİR ONER Bİ TANEDE GİDEYİM

DİLA dedi ki...

ARKADAŞLAR BNM BLOG ADRESİN YENİ YAZMAYA BAŞLAYIN GİRİN OKUYUN PİŞMAN OLMAZSINIZ VE YORUM YAPIP BENİ AYDINLATIRSANIZ SEVİNİRİM http://yazokusana.blogspot.com/?spref=tw

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (9 Temmuz 2013 13:53) Bir katili yazmak için cinayet işlemeye gerek yok. Sigaradan da uzak durun derim.

Bu arada bir blogda yorum yaparken de olsa 'Caps Lock' açık halde yazmak, yazdıklarımızı daha okunur kılmaz. Aksine okuyan için oldukça rahatsız edicidir. Aklınızda bulunsun.

Adsız dedi ki...

roman yazmak istiyorum fakat olayları çok hızlı geçiyorum yani film senaryosu gibi cümlelerim güzel yazdıklarım gerçekçi tek sorunum hızlı geçiyor olmam ne yapabilirim

Yazar Odası dedi ki...

Bilemiyorum. Belki gerçekten hızlı geçmeniz gerekiyordur. Ama hep denildiği gibi, yazmak yeniden yazmaktır. Dolayısıyla yazdığınız yerlerin üstünden yeniden, yeniden geçerken bu hızınızı dizginleyebilirsiniz gibi geliyor bana. Murat Gülsoy'un Bu An'ı Daha Önce Yaşamıştım kitabını okumuş muydunuz? Bu kitaptaki "Genleşen Kafka Metni" adlı öykü aynı zamanda bu tür sorunlarla başa çıkmak için iyi bir egzersizdir. Bu öyküdeki cümle cümle genleştirme tekniğini uygulamak metninizin hızlı akıp gitmesini önleyebilir belki.

Adsız dedi ki...

ben Türkiye dışında , eserimi ingilizce'ye çevirip yayınlatmak istiyorum.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Üniversite okuyan ve yazarlığa merak duyan biriyim. Lise çağımda bir edebiyat sitesinde roman yayınlamaya niyetlendim ama yarıda kaldı. Yine arada bir kaç öykü karladığım zamanlar da olmuyor değil. Kitap okuma alışkanlığım var ve yetenek faktörüne çok az inan biriyim. Bir çok türden kitap okuyup üsluplarını kıyaslamadan, kurgularını eleştirmeden veya onlar hakkında küçük notlar almadan ilerleme kat edeceğimizi zannetmiyorum. Gelgelelim benim derdime... Yazdığım zaman heyecanlanıyorum, kelime dağarcığımı sınıyorum aklıma anlatmak istediğim konu hakkında bir kelime gelmediğinde çılgına dönüyorum. Bazen yazdıklarımı çok basit görüp veryansın ediyorum. Daha yolun başındasın diyeceksiniz ama bu sorunun üstesinden gelebilmek için , en kısa sürede, neler önerirsiniz?

Yazar Odası dedi ki...

Şuradaki yazının yararlı olacağını düşünüyorum. Sözlük karıştırmak anlattığınız soruna birebirdir.

Adsız dedi ki...

o kadar çok okumanız gerekiyor ki okumaya aşık olmanız lazım kitap okumadığınız gün olmaması şart ayrıca yazar olan kişi duygusal düşünmeli insanların acılarını hafife almamalıdır yazarlık oyunculuğa hatta senaristliğe açılan kapıdır

Adsız dedi ki...

Herkes yazar olamaz bu bir gerçek'nerden başlayacağımı bilmiyorum' 'yazdıklarımı beğenmeyip yırtıyorum baştan yazıyorum' yazar olmak insanin içinden gelen bir şey yazAcağınız konuyu belirleyin eğer zorlanıyorsanız hiç kalkışmayın derim

Fifty dedi ki...

Kafamdakileri kağıda geçiremiyorsam ne olucak bana bir tavsiyede bulunabilecek var mı? beynimde çok güzel hikayeler olaylar romanlar oluşturabiliyorum.Taaki kağıdın karşısına geçinceye kadar bir sayfa yazıyorum daha sonra, kalemi klavyeyi bir kenara atıp kafamda roman yazmaya devam ediyorum.

Adsız dedi ki...

bir insanın duygularını anlamak ıcın baska ınsanları kullandım ve yaptıgım seylerı hıc bır ınsan yapmaz bunları da sevdıgım kadının benı sevdıgını anlamak ıcın yaptım ve bunun sonucunda da hem beyın olarak gelıstı bı anda hersey hemde yazı olarak gelıstı kendımı ona hapsettım onuda bana sımdı yazacaklarımmı daha onemlı yoksa yaptıklarımmı bır ınsan yazıyamı ınanır sozemı .....

Yazar Odası dedi ki...

@Fifty Bu soruna bir çözüm bulabilir miyim, bilmiyorum. Yazar tıkanmasıyla ilgili çeşitli yöntemler önerilmiştir. Sözgelimi alarmlı bir saati yarım saat sonrasına kurup o süre içinde bir şeyler yazmadan masanın başından kalkmamak. Bilmem sizde işe yarar mı. Bir de eğer kafanızdaki hikâyeyi önünüzde yazı araçları olmadan kurgulamayın. Kimileri bunun (ve hikâyeyi anlatmanın) içinizdeki yazma isteğini öldüreceğini söyler. Pek çok yazar vardır ki bir hikâye kafasında tastamam oluşmuşsa artık onu yazmak için bir sebep göremez. Belki sizde de böyle oluyordur. O yüzden hikâyeleri hayal edeceğiniz zaman yazı masasının başında olun. Bir de mutlaka ama mutlaka yanınıza her yere götüreceğiniz bir defter taşıyın. Bu defter uykudan önce yatağınızın başucunda da bulunsun. Aklınıza roman, öykü vb. fikirleri geldiğinde veya hikâye aklınızda aktığında bunları hemen o deftere not edin. Belki faydası olur.

Nusret dedi ki...

Merhaba,
Yazınızı çok beğendim ve bilgilendirici buldum. Beni daha fazla etkileyen şey ise yorumların tamamına cevap vermeniz, yardımcı olmanız ya da yardımcı olmaya çalışmanız oldu. Tebrikler ve teşekkürler. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyor olacağım...

Adsız dedi ki...

Ben yazılarıma çok güveniyorum ve onları yayımlamak istiyorum ne yapmalıyım?

diloş dedi ki...

Ben dilara 11 yaşındayım yazar olmak istiorum ne yapmalıyım yardımcı olurmusunuz?

tuana dedi ki...

Bn tuana 12 yaşındayım yazar olmak istiyorum bol bol kitaplar ve kompozisyonlar okuyorum 6. Sınıftayım öğretmenim yazarlık hakkında bir çok yeteneğim olduğumu söyledi genellikle kompozisyonlar yazıyorum.. Yazmayı. Seviyorum arkadaşlarım bana şiir gibi yazıyorsun sen diyorlar bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorum kompozisyonlarımdan ilkini çok seviyorum çünkü o beni yazar olmaya yöneltti o kompozisyonun gerçektende çok güzel öğretmenim bana bunu nasıl beceriyorsun diyor bende sadece o an gözlerimi kapatıp hayatım boyunca ki olayları hatırlıyorum o sırada içimden geçenleri yazıyorum.. Bnm yapmam gereken başka şeyler var mı ? Yani okumak ve yazmak dışında ?..

kıymet dedi ki...

8 yaşında 2. sınıfa giden bir oğlum var. meslekler tanıtımında yazarlığı tanıtmak istedi. O'nu bu konuda destekliyorum. deter sayfalarını koparıp kısa yazılar yazıyor. bunları çekmecesinde saklıyorum. araştırma yaparken yazınızı okudum. Bizim için çok iyi bir kaynak oldu. Bu tanıtımda onların yaşına uygun tavsiye edeceğiniz başka bilgiler sunarsanız sevinirim. Saygılar.

Adsız dedi ki...

Merhaba ben lise 3. sınıfa gidiyorum. Son aylarda bir roman yazmaya başladım. dil anlatım hocama bu romanımı göstermeden önce kendi yazdığım yazıları hiç beğenmiyordum. Hocam yazdığım yazılarımdaki vurgularımı ve düşüncelerimi iyi belirttiğimi söylemişti. Bu gerçektende beni çok mutlu etmişti.
ama benim asıl size sormam gereken soru şu bir öğretmen tarafından beğenilen bu yazılarım benim bu işte başarılı olduğumu mu gösterir?
çünkü nedense ben yazdığım yazıları bir türlü beğenemiyorum. Bunun nedeni ise her zaman kendimi sevdiğim yazarların yazılarıyla karşılaştırıyorum ve birden yazdıklarımı yırtıp atasım geliyor. içimden ben onların yanında bir hiçim diyorum ve hikayem hakkındaki bütün o muhteşem fikirler uçup gidiyor. bunu durdurmak istesemde yapmakta zorluk çekiyorum.

Yazar Odası dedi ki...

@Nusret Yorumlarınız için teşekkür ederim.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (18 Ekim 2013) Yazar Odası'nda bu konuyla ilgili bir yazı mevcut.

Yazar Odası dedi ki...

@diloş Nasıl bir yardım istiyorsun genç dostum?

Yazar Odası dedi ki...

@tuana Yazar Odası'nda yaratıcı yazarlık kitaplarıyla ilgili bir yazı mevcut. Onda göz atabilirsin Tuana. Bunun dışında sizin yaşınızdakiler için yazarlıkla ilgili kitaplar var. Bunlar üstüne Yazar Odası'nda ayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum.

Yazar Odası dedi ki...

@kıymet Tuana'ya dediklerim sizin durumunuz için e geçerli. Ama Yazar Odası'nın yazısını bekleyemeyecek kadar aceleniz varsa kitapçılardan ve internetteki Idefix gibi kitap satış sitelerinden yazar olmak isteyen çocuklara yönelik yazılmış kitapları araştırmanızı öneririm.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (24 Aralık 2013) Kendinizi başka yazarlarla karşılaştırmanız güzel, onların yanında yazdıklarınızı beğenmemeniz ise çok doğal. Şöyle söyleyeyim: "Bu daha başlangıç, yazmaya devam."

Adsız dedi ki...

ben esra 13 yaşındayım yazar olmak istiyorum ama nsl olabilirimki yani sizce olabilirmiyimki bu yaşta yazmaya başlasam ? :(

Yazar Odası dedi ki...

@esra Eğer bu yaşta yazar olmaya karar verdiyseniz elinizde çok büyük bir imkân var. O da vakit! İyi bir yazar olmak birikim gerektiriyor. Bu birikim için de yılların geçip belli bir yaşa gelmek. O yüzden vaktiniz bol. Bu vaktinizi yazarlığınıza yatırım yaparak değerlendirebilirsiniz Esra. Yazarların sermayeleri okumaktan ve yazmaktan geçer. Yazıda değindiğim konular sizin için de geçerli. Ayrıca Türkçe ve edebiyat öğretmeninizden ve eğer okulunuzda varsa yazı dersleri/çalışmalarından da yararlanabilirsiniz. Bunun dışında sizin yaşınıza hitap eden, yazarlıkla ilgili kitaplardan oluşan bir yazı da kaleme almayı düşünüyorum.

Unknown dedi ki...

Cidden çok güzel bir paylaşım. Yazınızda adeta "size yardım etmek istiyorum" diye bağırıyorsunuz. Çok hoş, bayıldım...

Adsız dedi ki...

Ben Azerbaycandan yazıyorum.Ben sürekli okuyan biriyim.Çocuklukdan buyana okumaya aşığım.Fakat şimdi, bu yakın gün kararlı olarak yazar olmaya düşünüyorum.Ha geçmişimde yazarlığa kalkışmadım değil. Mesela,7-ci sınıfta 'Robinson Kruzo"okuyup bir hikaye yazmaya çalışmışımdır.En son Platonun 'Devlet'eserini bitirip,kendi feldefi ďüşüncelerimi içeren bir kaç sayfalık yazı yazdım.Yazmak istiyorum.Mesele para kazanmak değil.Eğerki itediyim para kazanmak olsaydı en son yazarlığı seçmem gerekirdi...Beni bu işe kalkınma gücü veren ne anlamıyorum.Belki ailem ve akrabalarımda şair ve yazarların bulunması.Belki çok fazla yazarla yüz-yüze diyalog kurmam.Tek istediyim bir gün ünlü bir yazar olmak.Ama korkuyorum.neden onuda bilemiyorum ya.Mesela, bu yazını ver yorumların tamamını okudum.Yine korkdum...Belki yazılarım tetersiz kalmasından.Belkide yine başarılı olma duygusundan mahrum olmakdan.Şu ana kadar hayatda pek çok şeyde başarısız olmam gibi.Bu soru bana ne kadar yardımcı olur bilemiyorum ama 'Bu korkuyu nasıl yenerim?' Sorusuna sizden küçükde olsa bir cevap almakdan onur duyardım.

Bu yazınızda kafamda soru yaratan bazı konular aydınlandı.Teşekkürler.Eğer cevap için yaşım gerekirse 18 yaşımda olduğumu , adımın Celal olduğunu belirtmek isterim.

Saygı ve Sevgilerimle

Yazar Odası dedi ki...

@Celal

Açıkçası sırf cevap vermek için basmakalıp bir iki şey söyleyip sorunuzu geçiştirmek istemiyorum. Öte yandan başarısız olma korkusu nasıl yenilir, bu konuda size yardımcı olabileceğimi sanmıyorum. Galiba en iyisi yazdıklarımızı yayımlatma zorunluluğu olmadan, onları her an çöpe atabilirmişiz gibi, bu özgürlüğümüzü saklı tutarak yazmak. Yazdıklarımızın kötü olup olmaması bir an için önemini yitirince kötü yazma, kötü yazar olma korkusunu da yenebiliriz diye düşünüyorum.

yuksel dedi ki...

Şöyle bir kitap aradım, hayatın gerçekleri ekseninden fazla da ayrılmadan insanoğlunun aslında yalnız olduğunu olaylarla anlatmaya çalışan, umutlar hayaller biraz, insanların ortak duygularındaki farklılıkları yaşanmışlıkları, yorumlamaları, biraz felsefik hayata dair sıcak bir dokunuş yani.. Bulamadım tabi, vardır muhkkak. Sora böyle bir kitabın olmayacağını da düşünmeye başladım çünkü böyle bir kitap bana ait bir tasavvur, kitapta bulmak istediğim şey bana ait,benim düşüncelerim bir başkası benim düşüncelerimi nasıl yazabilirki... Neden böyle bir kitap arıyorumki arıyorumki derken olgunlaşan duygularımın bir karşılığı gibi gelecekti sanki.. Sonra bir cümlede olsa buna dair duygularımı yazmya başladım...Cesaretimi de görüyormusunuz

yuksel dedi ki...

Yazdıkça (not ettikçe )konuya dair düşüncelerim dağıldı, belkide duygularım tatmin oldu, azaldı. Yürekte derinlik yokmuş, var olan düşünceler işlenecek bir duyguyu anlatmaya yetecek kadar değilmiş... Yani yazar olmak bir tercih değil kendisinin çağırdığı bir hal imiş, en azından bunu anladım.

Pozitif Manyak dedi ki...

Yazınızda bahsettikleriniz sizin de söylediğiniz gibi herkes tarafından hemen hemen bilinen şeyler olsa da çok fazla kulak asılmıyor.Bu yüzden bunları yazıp hatırlatmanız en azından bunları hatırlatıp,insana şevk veriyor.Elinize sağlık :)

Adsız dedi ki...

ben ondört yaşındayım 8. sınıfa ve iki kitap yadım fakat altı tane yarım bıraktığım kitaplar da var dediklerini doğru ama insan yaacak bir şey bulup onu yaıya dökemiyorsa ne yapmalı bnuu o kadar araştırdım ki hemm bana engeller çok sıavlar var ve sınavlara çalışırken yaamıyorum ayrıca ben kimlerden yardımda alacağımı bilemiyorum ama yaar olmayı gönlümden istiyorum ve sınıfımdan bir rakibim bile var buradan ona sesleniyorum gelecekte yaar olduumda senin yüündeki ifadeyi o kadar merak ediyorum ki

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Ben 16 yaşındayım. Kendimi bildim bileli kitap okumayı çok seviyorum. Yazma fikri de kitaplara olan düşkünlüğümden aklım da yer etmişti zaten. Yazdığım zaman kendimi çok iyi hissediyorum. İnsanlarla iletişimim olmasına rağmen kimseye yeteri kadar güvenmem. En iyi dostlarım kalemim ve kağıdım dır. Yazma konusunda çok ileri düzeyde değilim maalesef. Daha çok günlük ve deneme tarzı yazılar yazıyorum. Fakat yazılarıma dönüp baktığım zaman hiçte yeterli olmadığımı görüyorum ve moralim bozuluyor. Uzun bir süre yazmaktan çekiniyorum. Bu durumda gerçekten kendimi kötü hissediyorum. Kendimi nasıl geliştirebilirim ? Bana yardımcı olur musunuz lütfen ?

Adsız dedi ki...

BEN 12 YAŞINDAYIM ADIM RABİA VE YAZMAYI ÇOK SEVİYORUM VE GÜNDE BİR TANE HİKAYE YAZIYORUM YAZDIĞIM HİKAYELERİN OKUNMASINI ÇOK İSTİYORUM BİR GÜNDE NORMALDE 500 SAYFALIK CİLT CİLT ROMANLAR OKUYORUM BİR PROFESÖR YARDIMIYLA GELİŞTİRMEYİ İSTİYORUM YARDIMINIZIN DİLEĞİYLE :D :)

Yazar Odası dedi ki...

@Pozitif Manyak

Teşekkür ederim.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (27 Ocak 2014)

Sınavlara çalışırken yazmak zordur. O yüzden kendinize boş vakit yaratmasını bilmeniz gerek. Televizyonda, internette, bilgisayarda vb. harcadığımız zamanı kısıp yazmaya ayırmamız gerekiyor.

Kafanızda fikirler olup da bunları yazamamanızın çeşitli sebepleri olabilir. Mesela kafanızdaki hikâyeleri başkalarına anlatmış olmak sizi engelleyebilir. Kimi yazarlar da kafalarındaki hikâyeler tamamlanıp, sonunu bildikten sonra yazamazlar.

Ama sizin yazamama sebebinizi bilmiyorum. Bununla ilgili internette çeşitli yöntemler yazılı. Mesela her gün masanın başına oturup yazmadan kalkmamak gibi. Ne yazdığınızın bir önemi yok. Sadece her gün belli bir saatte (aynı saatte olması iyi olur) diyelim ki yarım saati yalnızca yazmaya ayırmanız. Bu yazdığınız o gün yaptıklarınız da olabilir, aklınıza gelen düşünceler de.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (7 Şubat 2014)

Merak etmeyin. Yazıda işin sırrını (sır dediğime bakmayın, herkesin bildiği basit şeyler) yazdım. Çok okumak, yaşamak ve yazmak... Ve sürekli çalışmak. Gerisi gelecek. Sabır ve sebattan geçiyor yol. Bir günde gelen ilhamla olacak şey değildir yazarlık.

Yazar Odası dedi ki...

@Rabia (27 Şubat 2014)

Doğru yoldasınız Rabia. Profesör yardımına ihtiyacınız yok. Aradığınız şey kitaplarda ve yazmakta. Böyle devam. :)

Adsız dedi ki...

Çok saçma olacak belki ama(lütfen affedin)YAzılarımı kağıt üzerinde yazan biriyim. Haliyle bu durum bilgisayara aktarmada sıkıntı oluyor. Üstelik kendi yazdığımı da okuyamıyorum:( Sorum; dokunmatik tablette yazı yazabilir miyim, yoksa klavyeli mi olmalı? Aklımdaki cümleleri aktarmamla elimin yazması aynı anda olabilr mi? Buna elbetteki benim kabiliyetim belirleyeck ama Siz de bir çözüm sunarsanız, memnun olurum. Selim İleri'nin Türkan oray'ın hediye ettiği leptopta yazı yazamadığını, yazarken kelimelerin kaçtığını okuduktan sonra endişeliyim:( Cevap lütfen...

Adsız dedi ki...

Aslında yazmayı asla, bir yere vardırmak veya sonlandırmak açısından düşünmemiştim. Etrafımda bu tür insanlar görünce üzülüyorum.Yazmanın kabiliyete ve emeğe dayalı olduğuna dair yazılar okudum. Aslında herkes yazabilir. Yazmak için de, bloğunda belirttiğin gibi, okumak ve daima yazmak gereklidir. Sadece, söz sanatlarını kullanmayan biri, tam anlamıyla yazmış sayılmaz. Örneğin, "Mürdüm rengi elbisesiyle, çok absürt duruyordu." Bu cümle, okuyucuya pek çok şeyin resmini gösterebilir. O kişinin yorumu, karşısındaki kişinin görüntüsü, hemen biçim alıp, göz önüne serilir. Kendimi bildim bileli yazıyorum ve ölene kadar da yazacağım. Ah, aslında sanırım yazarken öleceğim.

Adsız dedi ki...

Merhabalar, ben Doğa. Gerçekten yazmayı aşırı derecede severek yapıyorum ve mazide kalmayı hak etmeyen bir kabiliyetim olduğu söyleniyor. Nedense, ifade biçimim, düzüyle, eğrisiyle, sağıyla, soluyla içime yatmıyor. "Sanatçı, kendi eserini beğenmezmiş." derler ama, kendimi sanatçı gibi de hissedemiyorum. Kendime karşı fazla katıyım gibi geliyor, ama bilemiyorum. Yazmaktan ve okumaktan vazgeçemiyorum. Özellikle yazmak. Yazarken kendime ait bir yaşam yaratıyorum adeta. Aslında bu yorumu yazıp yazmamak konusunda kararsızdım. Tereddütten kopamasam bile, klavyenin başına geçtim ve şu an yazıyorum. Her zaman yaptığım gibi. Kendi hikayemin Tanrıça'sı oluyorum sanki, yazarken. Kalem elimden düşmek bilmiyor. Yazar olmayı bu yüzden istiyorum. Gerekirse, para kazanmayayım ama yeter ki, ömrümün sonuna dek yazayım. Yorumumu eğer okursanız, yanıtınızı bekliyorum. Benim geleceğime dair yorum yapamayacağınızı biliyorum. Buna üzülmedim çünkü, bir kahin beklemiyordum. Sadece, nasıl hissetmem gerektiğini söyleyin. Böyle övgü alan (her ne kadar kendisi, hiç birine inanmasa bile) , böylesine yazmayı seven biri nasıl hissetmeli,sizce?

Unknown dedi ki...

Bende kendi blogumda, yazar olmak hakkında düşüncelerimi yansıttım. Göz atmanız için bknz; http://yazaristoloji.blogspot.com.tr/

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (26 Mart 2014) Hangi gereçle rahat ediyorsanız onunla yazın. Bunun kuralı yok.

Yazar Odası dedi ki...

@Doğa Bilmiyorum.

Adsız dedi ki...

Yorumumu silerek hayallerim bitmeyecek merak etmeyin.yardim istedim ama kaldirdiniz.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (13 Nisan 2014) Bir yanlışlık var. Yorum falan sildiğimi anımsamıyorum. Reklam vb. olmadığı müddetçe de öyle bir şey yapma gibi bir huyum yok. Ya ben kendi yanıtlarımı düzenlerken yanlışlıkla sizinkisi de silindi ya da siz yorumunuzu yayımlarken bir hata oldu ve gözükmüyor. Yeniden gönderin, elimden geldiğince yanıtlamaya çalışırım.

Adsız dedi ki...

ben bir yazı yazdım ve öğretmenimiz yazımı çok beğendi ve bende ara sıra yazmaya başladım ve günlük tutmaya benim hedefime göre bir liseye gitmem gerekiyodu bende yazı yazmayı çok sevdiğimi anladım ve araştırmaya başladım ve yazdıklarınızı çok beğendim verdiğiniz bilgiler içiin çok teşekürler

Katran dedi ki...

Öncelikle yazar olmak isteyenlere tavsiyelerde bulunduğunuz için sizi tebrik eder ve teşekkürlerimi sunarım.

Tabii ki yazdıklarınız benim için aydınlatıcı bilgiler niteliğinde; fakat benimde çelişkiye düştüğüm noktalar ve cevabını bulamadığım sorularım var.

Yazın ve okuyun öneriniz içinde istisnalar var mı? istediğinizi yazın ve okuyun derken ne olursa, roman, hikaye, şiir, günlük... ne istiyorsanız okuyun ve yazın mı demek istiyorsunuz?

Hayatım roman, Hayat üniversitesi mezunuyum diyenlerden değilim; ama okuduklarım kadarıyla bildiğimiz en ünlü, klasikleşmiş yazarlarda kendi hayatlarından beslenmişler-hatta kendi özelliklerinden 3-4 tane karakter oluşturanları bile var. Bir çok yerde hayatınızı yada kendinizi romanlarınızda veya hikayelerinizde anlatmayın düşüncesiyle karşılaşıyorum; ama buna rağmen okuduğum her romanda yazar kendi hayat tercrübelerini anlatıyor. Siz bu konu hakkında, yazarın nereden beslemesi gerektiği konusu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Unknown dedi ki...

Ben geleceğimi yazarlıkla süslemek isteyen biriyim.yazı yazmak benim herşeyim.öyle ki okuma yazmayı öğrendiğimden beri amatör de olsa hep bir hikayenin içinde elimdeki kalemden akan hayallerle yaşıyorum.yazılarımın saklı kutularda unutulup gitmesini veya tozlu raflarda eski bir anı olarak kalmasını istemiyorum.
BEN DESTEĞİNİZİ BEKLİYORUM VE KENDİMİ GELİŞTİREBİLECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM
şimdiden teşekkür ederim

Adsız dedi ki...

oncelikle merhaba yazar olmanin zorlu yollardan gecilmeden mumkun olmadgini biliyorjm ve bunuda cok seviyorum.sadeceyazmakdan korkuyorum okumaya bayiliyorum hayatim kitap okumakdan ibaret desem yeridir.gecen gunlerde hayatimla ilgili bi karar qldim evlnmek isteyen bi kizken simdide yazmak okumk ve ozgur olmak isteyen biri oldum icimde yazma aski var ben okumadan yapamayan biriyim ama cesaretum yok sanirim becerememekten ve icimdeki birgun kitap yazacam hevesini haylini tuketmekden korkuorum bana bisey soleyin yardimci olun ben 23 yasindagm ve artik biseyler basarmk istiyorum simdiden tesekkurler.

Adsız dedi ki...

Merhaba ben 14 yaşındayım ve yazar olmak istiyorum.ÇOK kitap okuyorum aynı zamanda yazı da yazıyorum ama etrafımdakiler sanki iğneyle kuyu kazıyormuşum gibi tepki veriyorlar bu beni umutsuzlaştırıyor.bana yardımcı olur musunuz? Şimdiden teşekkürler

Elif Nur KANAT dedi ki...

Ben elif yazar olmayı çok istiyorum ama onun aşamalarını bilmiyorum. yazar olmak konusunda veya kitap okumak gibi düşünce ve isteklerimi destekleyen kimse yok ne yapacağımı şaşırdım.gerçekten yardıma ihtiyacım var.

Adsız dedi ki...

Ben elif ve ben de 15 yaşındayım yazar olmak konusunda yardım almak istiyorsan yazma sevginden almalısın yanlış mıyım? Yerinde olsam yayıneviyle konuşurdum yapman için her şey var tek yapman gereken 1 adım atmak

Unknown dedi ki...

Merhaba 17 yaşındayım liseye başladığımdan bu yana yazma merakım gelişti ve daha yeni yeni kitap okuma alışkanlığı edindim ki bu kadar geç olmasının sebebini sevgili okullarımızın bize zorla okuttuğu dilini henüz algılayamadığımız yabancı kelimelerle dolu olan sırf klasik ve zorunlu olduğu için okutturulan kitaplar olduğuna inanıyorum. Şimdilerde elime bir kitap geçse iki günde bitiveriyor.
Gelelim konumuza bende Google da ilk defa ''Yazar olmak istiyorum.'' diye aratanlardanım ve okuduğum bu metin gerçekten benim düşüncelerimi yansıtıyor. Sorun şu ki bir hikayeye veya romana mı demeliyim emin değilim yazmaya başlıyorum, ilk yazdığım kısım gerçekten etkileyici oluyor o an aklıma geldiği için ama bir kaç hafta sonra o bölüm kadar iyi yazamadığımı düşünüyorum. Zaman geçtikçe o hikayeye devam etmek istemiyor ve başka bir tane fikir ortaya atıyorum. Ne yapacağımı şaşırdım. Yazmak beni ne kadar rahatlatsa da bir o kadar da çıkmaza sokuyor.

Adsız dedi ki...

Öncelikle merhaba ya benim konum hazır karakterlerimde neredeyse tamam sadece yazmak kaldı. Bu bilgileri de edindikten sonra hemen yazmaya başlayacağım ama en önemli sorun yazacağım ama nasıl sesimi duyurabilirim? cevabınızı bekliyorum teşekkürler.

Adsız dedi ki...

merhaba ben 15 yasında lıse ogrencısıyım,bende yazar olmayı cok ıstıyorum daha cok bıyografı ve otobıyografı turunde romanlar okuyorum . Su anda yazmaya basladıgım bır hıkayem var ve daha fazla gelıstırebılırsem bunu yayımlamak ıstıyorumda fakat kıtap okumaya o kadarda bagımlı degılım aynı zamanda sıırde yazıyorum . Kıtap okumayı sevmem ıcın yapmam gerekenler nelerdır .

Unknown dedi ki...

Merhaba ; yazı yazmada, bir karakteri oluşturup onu olaya dahil etmede pek sıkıntı çekmiyorum ama diyalogları yazarken bir yerden sonra kafamdaki cümleler kayboluyor ve gerçekçi gelmiyor. Acaba bana bu konuda bir tavsiyede bulunabilir misiniz ? Şimdiden teşekkürler..

Unknown dedi ki...

Ben 11 yaşında bir kız çocuğuyum ve iki tane kitap yazdım. Ancak nasıl yayımlanır bilmiyorum. Yardımcı olursanız çok sevinirim

Unknown dedi ki...

16 yaşındayım yazar olmak için emin adımlarla ilerlemek istiyorum..Hem okuyorum hem yaziyorum dediğim gibi buraya yorum yapanlar gibi bende yazar olmak istiyorum ve bu artık bir hayal değil hedef oldu benim için..Ufak çaplı bir araştırma yaptım..Adı bilinen bir yazar olana ve Ayşe Kulin İskender Pala Elif Şafak Sinan Yağmur İlber Ortaylı gibi adı bilinen ve kitapları 200-250 bin adet basılan bir yazar olana kadar geçmimi yazarlıktan sağlayamıyacağım ortada..Bu sebepten dolayı sadece yazar değil beni gecindirebilicek farklı bir meslek daha yapmalımıyım..? Yoksa yazar olarak da geçinebilirmiyim..?

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Yazmış olduğum kitabın basıldığını her gün düşlüyorum. Çok para kazanmak gibi hayallerim yok sadece yazdıklarımın kitap severlere ulaşmasını istiyorum. Bir kitap yazdım ve bu kitabı yazmadan önce o alanda staj yapıp bilgi sahibi oldum. 11 yaş üstü okur kitlesine hitap eden öykü kitabımı incelemeleri için hangi yayın şirketlerine yollamamı tavsiye edersiniz.

Adsız dedi ki...

dskolay değil

nghn dedi ki...

Bir insan yazar olmak istiyorsa sanırım önce acemiliğini üzerinden atması gerekecektir. Ben buna inanıyorum ve uygulamaya çalışıyorum. İnternette çok fazla bu amaca hizmet eden site ve forumlar var. Amatör yazarların hikayelerini, şiirlerini paylaşmalarına olanak sağlıyor hepsi. Oralardan çıkıp da yazar olan kişileri tanıyor ve duyuyorum. Çok güzel bir yazı yazmışsınız, yazar olmak isteyen herkese yardımcı olacağından eminim.

Adsız dedi ki...

herkes yazar olabilirmi??

Adsız dedi ki...

Merabalar ben ayşe ben 10 yaşından beri her gün yazıyorum yazmak benim için yaşambiçimi gibi bir şey.lise sondayım şimdi kendi edebiyat hocalarına yazılarımı okutdum ve üslubumu beğendiler.benim tek sorunum yazılarımın karışık olması ve anlayan insanların çok az olması bunun için ne yapabilirim?

Yazar Odası dedi ki...

@Katran Kendi hayatından beslenmek demek yaşadıklarınızı birebir yazmak demek değildir. Yazar, başka bir zamanda, başka bir mekânda geçen bir metin yazsa bile o yazdıkları sonuçta kendi hayatı içinden süzülmüştür. Bir metin otobiyografik de olabilir ancak insanın kendi yaşadıkları da metne hizmet ettiği ölçüde metnin içinde yer bulur. Aksi halde o kurmaca değil, günce olur.

Yazar Odası dedi ki...

@süeda kıymık Verebileceğim tek destek bu blogdaki yazılardır. Yazarın asıl destek kaynağı okumak, yazmak ve yaşamaktır. Bunları zaten hem Yazar Odası'nda ben defalarca söyledim hem de benden önce yüzlerce defa başka yazarlar dile getirdiler.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (29 Mayıs 2014) , Adsız (7 Haziran 2014), Elif Nur Kanat, Yukarıda Süeda Kıymık ve diğer yazar adaylarına söylediklerim sizin için de geçerli.

Yazar Odası dedi ki...

@Neslihan Sak Dedikleriniz, yazarlığın başındaki herkesin başına gelebilen şeyler. Yazdıklarınızı bir kenara koyup birkaç hafta sonra tekrar bakmakla yerinde bir iş yapıyorsunuz. Onları yazdığınız ilk anki gibi beğenmemeniz ise çok doğal. Bazen bir metin üzerinde tekrar tekrar çalışmak, fazlalıkları atmak, belki yeniden yazmak, kimi kere de o metni çöpe atmak gerekir. Kolay bir iş değil. Başarılar dilerim.

Yazar Odası dedi ki...

Adsız (17 Haziran 2014) Siz hele bir yazın da sesinizi duyurmayı sonra düşünürsünüz!

Yazar Odası dedi ki...

Adsız (23 Haziran 2014) Başlangıçta her şeyi okuyacaksınız diye bir kural yok. Sevdiğiniz, ilginiz çeken konuları düşünün ve o konuları ele almış kitaplara yönelin. Okuma sevgisi zamanla gelişir. Bu arada Biyografi, otobiyografi ve roman çok farklı şeylerdir.

Yazar Odası dedi ki...

@Deniz Özer Murathan Mungan, diyalogları geliştirmek için Amerikan dizilerini izlemeyi salık veriyordu. Belki sizde işe yarar.

Yazar Odası dedi ki...

@Selin Akkaya bu yazıya bir göz atın.

Yazar Odası dedi ki...

@Melike Turan Türkiye'de yalnızca yazdıklarıyla geçinen yazar sayısı bir elin parmakları kadar anca var. Çok ama çok zor ama hiçbir şey olanaksız değil.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (1 Temmuz 2014) Bir fikrim yok.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (21 Temmuz 2014) Hayır ve evet. Bunun için çok okumak, yazmak, çalışmak gerekir.

Yazar Odası dedi ki...

@Ayşe (31 Temmuz 2014) Bunun yanıtı zor. Yazılarınızı okumadan yanıt vermek çok daha zor. Basmakalıp olacak ama yaza yaza, sile sile ve okuya okuya okuya...

Adsız dedi ki...

Merhaba,ben Lise 3 öğrencisiyim.Kitap okumayı çok seviyorum hatta kitaplar en yakın arkadaşım bile diyebilirim.Bir şeyler yazmaya 5.sınıfta başladım genellikle şiir yazıyordum ama kendimi göstermeye çok utanıyordum.6.sınıftayken bir yazı yazmıştım öğretmenlerimin ve tanıdıklarımın bir çoğu bu işte yeteneğim olduğunu düşünüyorlardı.Artık sık sık yaşadıklarımla ilgili Düz yazılar yazmaya başladım bir ara kitap yazma deneyimim oldu herkes çok etkileyici buldu ama ben çok utanıyorum.İnsanların yazdıklarımı okumayacaklarını veya alay ediceklerini zannediyorum sanırım özgüvenim eksik sizce bunu nasıl yenebilirim? Şimdiden teşekkürler..

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (19 Ağustos 2014) Bu maalesef benim yardımcı olabileceğim bir mesele değil. Bir başka deyişle yazarlığa, yazmaya dair bir mesele değil. Sadece akıl yürütmeyle daha çok yazdıkça ve yaşınız ilerledikçe aşacağınızı umduğumu söylemeliyim. Ayrıca liseden sonra bu kaygınız tamamen kaybolabilir de. Okulunuzdaki rehber öğretmeninize danışabilirsiniz. Ayrıca yine yakın bulduğunuz bir büyüğünüze, yakın bulduğunuz başka bir öğretmeninize vb. bu konuyu danışabilirsiniz. Dediğim gibi, sorununuz yazmaya ve yazarlığa dair bir sorun değil. Bu yüzden maalesef yardımcı olamayacağım.

Adsız dedi ki...

Merhaba sayın admin
Yaşım 15-Hayalim yazar olmak,
Sitenize ilk girişim ama çok şey öğrendim Öncelikle çok teşekkür ederim...
Film izlemek, gezmek, müzik vb şeylerden çok etkilenirim Hayattan memnun bir insanım Çünkü istediğim şeylerin peşini bırakmıyorum bazen kazanamasam da kendimle gurur duyuyorum.
bir yandan da bu site insanların yazarlık hayalinde yardımcı olmak amacıyla kurulmuş site. Şimdi bana da yardım ederseniz çok mutlu olurum. Derdim; İşe nasıl başlıycağımı bilememek yani bir kaç kez denemelerde bulundum Hatta eskiden yazmaya çalışıp yarım bıraktığım romanları sevmemeye başladım Şuan yine yazarsam ya ilerde yine çocukça gelirse İnsanların kafalarında '' bu bizle dalga mı geçiyor'' soruları olursa ( ben bunun farkında olmazsam ) (?)
Ayrıca ben imkansızlıklara inanmayan bir kızım ama bu konuda olumsuz düşüne biliyorum ''Ya güzel olmazsa''.''Okadar hayal gücü boşa giderse'' (?)

Unknown dedi ki...

24 yaşındayım. Bir sabah rasgele blog blog dolaşırken rastladım blogunuza. Yazıyı okudum sonra hiç üşenmedim yorumları da okudum. Her yoruma ayrı ayrı cevap vermişsiniz. Blog da gerçekten çok hoş ve aydınlatıcı. Teşekkür ederim.

Unknown dedi ki...

Tesekkurler verdigin bilgiler için

yunus dedi ki...

Yazar olmak istiyorum bunun icinde Turk dili ve edebiyati bolumunu okumayi karar verdim sizin onerileriniz nelerdir? Simdiden tesekkurler.

Adsız dedi ki...

ben şunu öğrenmek istiyorum.
bir kitap yazdım.
şu anda da yazılarımı tekere teker gözden geçirerek çürük elmalarımı ayıklamakla uğraşıyorum.
fakat benim bir sorunum var.
defter sayfalarında 328 sayfa yazdım. ama bu yazılarımı bilgisayara geçirdiğimde çok az miktarda gözüküyor. yani ben defter sayısına göre 128. sayfadayım. oysaki bu 128 sayfanın hepsi bilgisayarda 78. sayfada olarak görünüyor.
defterin hepsini bilgisayara geçirsem hesapladım 215 zor buluyor.

size şunu soracaktım. editörler bu kadar az sayfa sayısında serilere ayrılmış bir kitabı basmak isterler mi?

Soruma cevap verirseniz beni çok mutlu edersiniz.
kaç aydır bunu düşüne düşüne kafayı yiyeceğim nereyse.
şimdiden teşekkürler.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (21 Ağustos 2014) Elbette başta kötü olacak. Sonra tekrar yazacaksınız, tekrar beğenmeyeceksiniz. Sonra tekrar ve tekrar... Ama bir noktadan sonra yazdıklarınız kıvamını bulacak. Daha çok okuyarak ve daha çok yazarak deneyim kazanacaksınız. Bu yüz metre koşusu değil, bir maraton.

Bazen yazdıklarınızı - ki bu sayfalarca olabilir - yırtıp atmak, bilgisayardan dosyaları silmek durumunda kalacaksınız. Silinen dosyalar boşa giden emek değil, kazanılan deneyimdir. Silmek de yazmaya dahildir diye bir söz vardır. Sonuçta her yazdığınızı yayımlatmak zorunda değilsiniz. Yazmaya adım atar atmaz da yazdıklarınızı yayımlatmak zorunda değilsiniz. Önce pişmek gerek.

Başlangıç içinse Murat Gülsoy'un Büyübozumu: Yaratıcı Yazarlık ve Semih Gümüş'ün Yazar Olabilir miyim? adlı kitaplarını öneriyorum.

Yazar Odası dedi ki...

@Na-Mütenahi, @Mustafa Çolak

Sağ olun.

Yazar Odası dedi ki...

@Yunus Koçak Yazar olmak için Türk dili ve edebiyatı okumaya karar veren birisi hayal kırıklığına uğrayabilir. Türk dili ve edebiyatı bölümlerinde yazarlık öğretilmez. Eğitimin büyük kısmında da çağdaş Türk edebiyatından pek söz edilmez. Bu yüzden Türk dili ve edebiyatı bölümlerinin müfredatlarını iyi araştırmanızı öneririm. Tabii eğer ders içeriklerine rağmen hâlâ ilginizi çekiyorsa ve alacağınız eğitimle ilgili bir iş yapmayı düşünüyorsanız ona diyecek bir şey yok.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (27 Ağustos 2014) Yanıtım kısa: Nicelik değil nitelik önemli.

Adsız dedi ki...

yazar odası çok sıkıcısın insanı yazmaktan soğutursun biraz daha yaratıcı şeyler söyleyebilirsin mesela mı? samimi olmalarını birine beğendirme zorunluğu hissetmeden önce gerçekten duyguları yansıtabilmelerini çünkü soru soran arkadaşlarımız daha çok gençler teşekkür ederim..

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (1 Eylül 2014) Duygularını yansıtabilmek? Edebiyat iç dökmekten farklı bir şey. Bu arada ne soruluyorsa ona yanıt veriyorum, daha fazlasını değil.

Edebiyat yürekle mi yazılır akılla mı?

Adsız dedi ki...

Ben de yazar olmak istiyorum ama edebi bir eser olmuyor genelde agir uslubu sevmem diger turlu de basit oluyor hikaye bir de bende yetenek var az da olsa biliyorum ama iyi bir yazar olamam gibime geliyor bi de wattpad diye uygulama var kitabimi oraya yazsam kendimi gelistirmem adina etkisi olur mu

Unknown dedi ki...

Yaklaşık iki saattir yorumları okuyorum. 22 yaşındayım yazar olmayı tabi ki bende çok istiyorum birçok kitap okuyorum veya sosyal paylaşımlar üzerinden birçok yazarın paylaşımlarını da okuyorum çok hoş çok güzeller . yazdığım hiç bir şeyi henüz sakladığımı hatırlamıyorum genelde hep karalayıp yırtıp atıyorum .. benim sorum şöyle olacak : yazar olmaya kendimizi hazır hissediyorsak ve bunun için bir adım atmak istiyorsak napabiliriz , kendimizi nasıl ve ne şekilde gösterebiliriz ?

Adsız dedi ki...

Yorumlarda ayrıntılı olarak bahsedildi mi bilmiyorum ama wattpad uygulaması yazar olmak isteyenlerin kendilerini denemeleri için kaçırılmayacak fırsat bence. Bir yıldır wattpad'den hikaye okuyorum ve o kadar yetenekli insanlar var ki. Ayrıca yeni insanlar tanımış oluyorsunuz. Ben de onlar yazıyor ben neden yapamayayım ki, diye gaza geldim, bir kurgum bile var ama yazacak zamanım yok malesef 17 yaşındayım ve üniversite diğer her şeyin yanında daha önemli gözüküyor. Her neyse. Şu wattpad işini düşünün derim, normalde kimseye söz etmek istemem hemen sahiplenirim ben keşfettim cinsinden bir geri kafalılık da var ama bu farklı bir durum bence Türkiye'nin yetenekli kalemlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Adsız dedi ki...

Ayrıca blog sahibine sorum olacak. Okurken ki okuduğum şeylerin çok ağır olmadığını belirteyim, müzik dinleyebiliyorum ve kitabın hissettirdiklerini daha yoğun yaşıyorum. Bu durum yazarken de geçerli olur mu ya da yazmaya/okumaya olumsuz bir etkisi var mıdır?

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (3 Eylül 2014) Yazdığınız bir kitabı Wattpad'e yüklemenin sizi nasıl geliştirme ihtimali olduğunu anlamadım. Belki arkadaş çevreniz genişletebilir, yazmaya heyevsli diğer insanlarla tanışabilirsiniz. Bunun dışında oradaki yorumların yanıtıcı olabileceğini düşünüyorum.

Yazar Odası dedi ki...

@Özge Çabuk

Öykü yazıyorsanız/yazacaksanız kendinizi göstermenin başlıca yeri dergilerdir. Öykü değil de yalnızca roman yazmak istiyorsanız yazacaksınız ve yayınevlerinin kapısını aşındıracaksınız. Her iki seçenek için de Yazar Odası'nda yönlendirici yazılar var.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (11 Eylül 2014)

Yazarken müzik dinlemenin yazmaya herhangi bir olumsuz etkisi olmaz. Hatta tam tersine her yazdığınızda müzik dinliyorsanız bu yazmak için bir çeşit klasik koşullanmaya bile sebep olabilir.

Adsız dedi ki...

Yazılarınızı dergilere gönderin, diyorsunuz ama benim yazdıklarım genelde çok uzun oluyor yani roman olabilecek seviyede bir uzunluk. Yazdıklarımın profosyonel kişiler tarafından eleştirilmesini istiyorum dergilerden başka yol yok mudur? Sadece bu yazma işine yeteneğim var mı, onu öğrenmek istiyorum daha fazlası değil. Bir de bende beğenilmeme korkusu var. Yazarken kalemim kendiliğinden akamıyor kağıt üzerinde. Habire yok bunu yazmayayım şöyle yazsam daha hoş durur, demekten bir saate bir sayfayı anca yazabiliyorum. Bu durum benim sadece kendimi ispatlama çabamdan dolayı yazmak istememden mi kaynaklanıyordur?
Sabrınıza hayran kaldım bu arada ben olsam o kadar yoruma tek tek yanıt veremezdim, ne kadar teşekkür etsem az :)

Unknown dedi ki...

bn kendi hayatımı yazmak istiyorum fakat nerden başlıcağımı bilmiyorum bu konuda bana yardım edermisiniz 546 951 62 53 bu bnm no lütfennn yardım edin

Yazar Odası dedi ki...

Yazdığınız metinler kısa değilse, sözgelimi romansa bu durumda belki bir seçenek olarak yaratıcı yazarlık atölyelerine gidebilir ve yazdıklarınızı orada sınayabilirsiniz. Yazdığınız metin uzun olsa bile bu metni atölyeyi yürüten kişiye verdiğiniz zaman size kimi önerilerde bulunabilecektir.

İşin "Bende yetenek var mı, yok mu?" kısmına gelince... Diyelim ki birileri çıktı dedi ki "Sizde yetenek yok," bu durumda yazmayı bırakacak mısınız? Bırakacaksanız benim tavsiyem şimdiden bırakmanız. Ayrıca edebiyat doğuştan gelen yeteneklerle sürdürebilecek bir sanat değil. Yetenekten daha fazla gerekli bir şey varsa o da çok çalışmak, çok okumak. Ya da şöyle diyebilirim belki: Yetenek dediğimiz şey - özellikle edebiyatta - okumakla, yazmakla, çalışmakla kazanılan bir şeydir. Yapmanız gereken şey, kendinizde yeteneğin olup olmadığını sorgulamaktan çok bu yeteneği kazanmak/geliştirmek için ne yapmanız gerektiğini düşünmek.

Yazma sorununuza gelince... İlk önce özgür biçimde, hiç düzeltme yapmadan, uzun uzadıya düşünmeden hızlı bir biçimde yazıp işin düzeltmeler, yeniden yazma gibi zanaat ile ilgili kısmını sonraya bırakmayı denediniz mi hiç? Bence bir deneyin.

Adsız dedi ki...

Merhaba ben lise dört ögrencisiyim size bir kaç sorum olacaktı ve yardımcı olursanız cok mutlu olurum. Asıl olmak istediğim meslek senarist, film hastasiyim. Sürekli film izliyirum ve sürekli bi fikir icerisindeyim. Yolda yürürken bile kendi kendime kurgular kuruyirum. Şu şöyle olsa daha iyi olur gibisinden, yaparim inanıyorum ama aile tarafim senaristlikte bi is olmadigini soyluyolar açıkçası korkuyorum kazandigim 4 seneligide boşa harcamak istemiyorum tabi üniversuteyi kazanabilirsek. Bana yardimci olursanız cok mutlu olurum şimdiden hersey icin sagolun

-öznur

Adsız dedi ki...

Yazarken kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi gidişimi aksatırlar diye. Gerçekten de iyi yazarlar üstüme fena abanır, yüreksiz ederler beni. Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş, ben de öyle. diye devam eder montaigne..kendin olmak için sanırım çokönemli.. yazmak birikim işi.. biriktirmek lazım. iyi gözlemci olmak lazım.. istemek ve sabır sonra.. sanırım en önemlilerinden.. teknik anlamda kadroya da gereksinim var.. ..

Adsız dedi ki...

ben 14 yaşındayım dediğiniz gibi bol bol kitap okuyorum.beni yazarlığa yönelten kitap darren shan in ucubeler sirki serisiydi.ben de bir seri yazmak istiyorum.başlangıcını yaptım. önce tek tek kitapları yazıp sonramı seriye uydurmalıyım yoksa en baştan seriyi planlamalı mıyım?lütfen yardım edin.

Unknown dedi ki...

Merhaba lise 3.sınıfım size daha öncede yorum yazmıştım fakat şimdi fikirlerim başka yöne kaydı.şöyleki kendimi ve hayalleri mi tarttığımda hayallerindeki karakterleri kitapların sayfalarında değilde film karelerin de görmek istediğimi farkettim fakat senaristlik hakkında sizin yazarlık hakkında yazdığınız yazı kadar etkileyici olanını bulamadım benim size sorum yazarlık hakkında bilginiz olduğu kadar senaristlik hakkinda da bilgini var mı?eğer varsa bana lütfen yardımcı olun şimdiden teşekkür ederim.

Unknown dedi ki...

evet çok güzel anlatmışsınız .Benim amacım iyi bir yazar olmaktan çok hikayeler , yazılar ,şiirler yazmak.çok kitap okuyorum ve okuduğum kadar yazmak istiyorum fakat çevremdeki insanların bana destek olmayacaklarını düşününce yazılarımı iyi yazamıyorum size şu soruyu sormak istiyorum ;ben 16 yaşında lise 2 öğrencisiyim ben iyi bir hikaye yazarı olabilmem de insanların rolü olmalı mı ? ve yazdıklarım gerçek hayatımı yansıtabilir mi? cevap verirseniniz sevinirim iyi günler.

Adsız dedi ki...

Kimbilir belki bir gün diye başlamıştım yazmaya ve şimdi o gündeyim.

Adsız dedi ki...

Iyi bir hikaye yazarı olmanda çevrendeki insanların rolü senden daha çoktur. Çünkü hikayelerin senin değil onların olacak. Ve yazdıklarinin kalıcı olmasını istiyorsan gerçek hayatı-nı yansıtmalı.

Karaca KARACA dedi ki...

Çok faydalı buldum, çok teşekkür ediyorum.

Adsız dedi ki...

DUMAN DİNLE HACII

Jan dedi ki...

Bende Çok beğendim çok işime yarayacak burada okuduklarım :) Teşekkürler

Yazar Odası dedi ki...

@Öznur (28 Eylül 2014) Senaristlik hakkında bir bilgim yok maalesef. Ama Türkiye'de halihazırda bir biçimde hayatını bu yoldan kazanan pek çok senarist var. Belki bu size bir fikir verir.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (22 Ekim 2014) Bunu kendiniz bulacaksınız. Ama koca bir seride sonunda ortaya çıkan birtakım durumların başlangıçtaki kökenini bilmek, birtakım bağlantıları kurmak vb. için sizin durumunuzda önceden plan yapmanın yararından söz edebiliriz.

Yazar Odası dedi ki...

@Süeda Kıymık Senaryo yazım teknikleri hakkında pek çok kitap var. Bu konuda açılan kurslar da var. Ayrıntılarını ben bilmiyorum, araştırmak gerek.

Yazar Odası dedi ki...

@Fatma Türkan "İyi bir hikaye yazarı olmamda nsanların rolü olmalı mı?" sorunuzu anlamadım. Öbür taraftan siz dilerseniz yazdıklarınız pekâlâ otobiyografik özellikler taşıyabilir.

Adsız dedi ki...

Yazmaya başlayalı seneler oldu kendimi bildim bileli her şeyi yazarm yarışmalarda derecelerim var vr tek hayalim yazar olmak fakat cesaret edemiyorum sürekli okuyorum ve yetersiz oldugumu düsünüp vazgeciyorum ne yapmalıyım

Adsız dedi ki...

Ben lise birinci sınıf öğrencisiyim. Yazmaya çok küçük yaştayken merak salmıştım. Etrafımda gördüğüm insanları,görmediğim insanları,hissettiğim duyguları veya daha önce hiç hissetmediğim duyguları yazmak için can atıyordum. Bu hep böyle oldu. Zamanla yazdıklarımın manevi bir değerden çok yazısal bir değerinin de olduğunu farkettim. Çok hoşuma gitmişti. Yazmak sanki beynimdekileri düzleme aktarmaktan çok bir terapiydi. Sonra anladım ki,bu benim terapimden çok insanlara sunulan bir terapiydi. Kendi yönümden okuyanın yönüne dönüş yaptığımda "okur neden okur?"diye düşündüm. Hayatından,yaşadıklarından ve bulunduğu ortamdan soyutlaşmak biraz olsun başka hayatların kokusuna varmak için okur diye düşündüm sonra. Ben böyle yapıyordum. Bulunmak istemediğim ortamlarda elime bir kitap alıp sınıftan bir hayaletçesine çıkıp gidiyordum. O yazar başarıyordu. Peki ya ben dedim. Ben bunu insanlara verebilir miyim? Sorum aslında şu önümde kısa bir zaman dilimi var. Meslek seçimine doğru gidiyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sonuçta hep yazacağım. Ama ya yazmak birincim olacak,yada yalnızca hobim. Ailemin birinci sıraya almama tepki göstereceğini düşünüyorum. Belki de şuan çıkardığım eserlerde olması gereken gibi değil. Yetersizim belki de. Sizce ne yapmalıyım? Siz bundan seneler önce öğretim hayatınızda nasıl bir yol izlediniz?

yasemin dedi ki...

Merhaba ben yasemin lise ikinci sınıf öğrencisiyim ve okumayı çok seviyorum. Birkaç aydır okumakla birlikte yazmayıda sevmeye başladım ve birkaç küçük yazı yazdım.Ama malesef kendime hiç güvenemiyorum.Geçenlerde edebiyat öğretmenimizle birlikte bir kitap haftasında bulunma şansı elde ettim ve edebiyat hocam okul dergisnde yayınlamak için benden bir makale istedi. Bunu çok istiyor olmama ragmen kendimi yeterli görmediğim için okul dergisine yazmayı reddettim. Daha sonra kendime basit bir blog açmayı düşündüm ama bunada cesaret edemedim. Gördümki yorum yapan insanlara cevap vermişsiniz banada birkaç ufak tavsiyenizin olabileceğini düşündüm.Eğer bu sorunum hakkında birşeyler söylerseniz çok mutlu olucam.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (16 Aralık 2014) Sanırım sorunuzun yanıtı zaten yazıda mevcut.

Yazar Odası dedi ki...

Adsız (29 Aralık 2014) Zor ve yanıtını bende bulmanız pek mümkün olmayan bir soru. Şunu söyleyeyim yalnızca: Türkiye'de yalnızca yazarak geçinen yazar sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Türkiye'de çoğu yazar hem başka bir işte çalışıp hem de yazarlık yapıyor. Ve eklemem gerek: yazıyla olan ilişkilerini de yalnızca bir hobi olmanın çok ötesinde yürütüyorlar.

Yazar Odası dedi ki...

@Yasemin Sorunuza nasıl yanıt versem bilemedim. Bu yazarlıktan çok özgüvenle ilgili bir mesele. Edebiyat öğretmeninize, okulunuzdaki rehber öğretmenlere veya sizi bu konuda cesaretlendirecek birilerine bundan bahsetmeyi düşündünüz mü?

Adsız dedi ki...

-de -da ekleri ayrı yazılmalı!

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (6 Ocak 2015) Ayrı yazılan de/da bir ek değildir. Ek olan de bitişik yazılır, ayrı olan de bağlacıdır.

Out Of Shadows dedi ki...

14 yaşındayım ve birçok sayıda fantastik kitap okudum. Hayal Gücüm oldukça zengin ve büyük. Şuan yazdığım bir kitap var, başlarındayım. Kitabımı bitireceğime inanıyorum (ben asla başladığım işi bırakmam :D) Kitabımı bitirince sizce hangi yayınevine vermem lazım? Verirsem, yaşım küçük diye kabul etmeme olasılığı var fakat bu kitabı basıp yaymayı gerçekten ÇOK istiyorum. Benim Kitabımı basarlarmı? Teşekkürler

Adsız dedi ki...

Bana yardımcı olabilecek biri varmı ? Yazar olmak istiyorum

Adsız dedi ki...

Bana yardımcı olabilecek biri varmı ? Yazar olmak istiyorum

Yazar Odası dedi ki...

@Out of Shadows Yaş küçüldükçe kitabınızın basılma ihtimali istatistik olarak düşüyor. Bunda yazmanın kişisel deneyimle ve yaş ilerledikçe okunmuşların birikmesiyle olan ilgisi büyük rol oynuyor. Ama istisna da olsa sizin yaşınızda kitabı yayımlananlar var. Ben her ne kadar sabretmenizin ve bu sürede kendi yazarlığınıza yatırım yapmanızın (sözgelimi okumaya ve yazmaya devam etmek böylesi bir yatırımdır) daha yerinde olacağını düşünsem de bu ancak bir tavsiyeden ibaret olabilir.

Dosyanızı hangi yayınev(ler)ine göndereceğiniz ise tamamen sizin tercihiniz. Sizin yazdığınız türden kitaplar yayımlayan ve sizin kendinize yakın bulduğunuz yayınevlerine dosyanızı göndermeyi deneyebilirsiniz. Ama dediğim gibi, şu yaşta yayımlanma ihtimaliniz çok düşük.

Adsız dedi ki...

ben 8 yaşındayım minik bir yazarım bilgisayardan kitap yazmak istiyorum ben 2\e sınıfındayım koç ilkokulunda okuyorum.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (5 Şubat 2015) Nasıl yardımcı olabilirim sana minik yazar?

Adsız dedi ki...

Merhaba. Öncelikle bu yardımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
Bende burada bulunan birçok kişi gibi yazar olmak büyük hayalim. Fakat ben herşey çabuk olsun ve güzel yazayım istiyorum. Bunun zaman gerektirdiğini farkındayım. Ama ne zaman yazmaya başlasam 'bu çok basit oldu. Bu çok kötü oldu. Böyle yazılır mı' gibi seyler düşünüp yazdıklarımı siliyorum. Sizce ne yapmalıyım. Ne zaman başlasam mükemmeliyetçiliğimi bırakmayıp yazımı bırakıyorum. Şimdiden teşekkür ediyorum.

Adsız dedi ki...

Merhaba bu yazınızdan dolayı size teşekkür ederim. Bende Lise bir lise öğrencisiyim ve işallah yazar olmak istiyorum :) :)

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız (10 Şubat 2015) Yazmayı iki aşama ya da iki kısma ayırabiliriz sanırım. Bunlardan biri yaratıcı/sanatçı diğeri ise eleştirel/editör kısım. Yazarken eleştirel kısmı sonraya bırakın. Önce bırakın yaratıcılığınız konuşsun. Editörlüğü metnin ilk taslağı bittikten sonra yapmaya başlarsınız.

Bunu güçlendirmek için serbest yazı çalışmaları yapmayı deneyin. Kısıtlı bir zaman dilimi belirleyin (Mesela yirmi dakika) ve bu süre içinde aklınıza geleni yazın. Özgürce, düşünmeden. İçeriğinin ne olduğunun da önemi yok. Bir öykü olmasına da gerek yok. Yazamıyorsanız yazamamanız hakkında yazın. Her gün yapın bunu. Bu arada ifade edeyim, bu öneriler bana ait değildir. Benim de çeşitli yerlerden okuyup öğrendiğim şeyler bunlar.

Unknown dedi ki...

Yazarlık hakkında her şey

http://www.ugursari.com.tr

Unknown dedi ki...

Merhaba; ben 34 yaşında evli bir bayanım. 17 yaşından beri yazar olmak istiyorum. Hatırı sayılır sayıda kitap okumuşluğum var. Çevremdeki insanların benim kitap kurdu olduğumu söyleyecek kadar diyebilirim. Çok sayıda tahminen bin kadar film ve yabancı dizi izlemişliğim var. Tabi ki ben bunları yeterli bulmuyorum. İmkanlarım doğrultusunda daha çok okumak ve daha çok film izlemek istiyorum. İyi bir gözlemci olduğumu da düşünüyorum. Benim sorunum kafamda taslağını oluşturduğum ve çok rahat özetini anlata bildiğim. Öyle ki anlatırken hem kendim hem de dinleyicilerimin gözlerinde film şeridi gibi canlandıra bildikleri kurguladığım hikayeyi yazamayışım. Tek bir cümle bile yazamıyorum. Hali hazırda kafamın içinde 3 taslak ve 1 fikirle kalmış konum var ama ben yazamıyorum. Ve ne yapacağımı , nasıl yapacağımı bilmiyorum. Anlattığımda aldığım tepkilerden yola çıkarak mutlaka yazmam gerektiğini hissediyorum. Beni dinleyen arkadaşlarım , ailem yazmam için teşvik de ediyorlar ama ne yazık ki bir türlü yazamıyorum. Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum. Çevremde bana bu konuda yardım edebilecek kimse yok. Tavsiyenize gerçekten ihtiyacım var. Acaba bir yazarlık kursunun bana yardımı dokunabilir mi? Yada tavsiye ettiğiniz kitaplardan okumam yeterli olur mu? Yada başka herhangi bir şey. Yorumunuz için şimdiden teşekkürler.

Yazar Odası dedi ki...

@Dilek Bozkurt Yazmayı düşündüğünüz şeyleri kimseye anlatmayın. Analatacağınız yerde yazmayı deneyin. Çoğu yazar yazmak istediği şeyleri önceden anlattığı hikâyeleri yazamaz. Hatta kimi yazarlar, yazmak istedikleri hikâye kafalarında başıyla, sonuyla tamam olunca da bunu yapamazlar. Dediğimi bir deneyin, işe yaraması muhtemeldir.

Adsız dedi ki...

ben anlatsam hayatımın daha 24 ü ama sanarsınz 38 size bi roman cıkar

«En Eski ‹Eski   1 – 200 / 362   Yeni› En yeni»