28 Ocak 2012 Cumartesi

Şiirlerini dergilerde yayımlatmak isteyenlere bir iki ufak tavsiye




Bu yazı, şiir yazmaya yeni başlayıp da şiirlerini ciddi, basılı dergilerde yayımlatma arzusunda olanlara gelsin.

Bugün, TRT Türk’te yayımlanan Açık Şehir programını izliyordum. Anımsatmaya gerek var mı, bilmiyorum. Açık Şehir, Doğan Hızlan, Semih Gümüş, Murat Gülsoy, İhsan Yılmaz ve Miraç Zeynep Özkartal tarafından farklı bölümlerinin hazırlanıp sunulduğu bir kültür ve edebiyat programı. Programın bu haftaki izleği ‘şiir’ olarak belirlenmişti. İki eleştirmen, Semih Gümüş ve Doğan Hızlan’ın sunduğu bölümde, Yasakmeyve ve Varlık dergilerini çıkaran Enver Ercan ve şair, yazar Metin Celâl konuktu. Konuk olmalarındaki bir sebep de şiir dergisi Yasakmeyve’nin onuncu yılını doldurması.

Konu şiir ve şiir dergileri olunca dergilere gönderilen şiirlerden ve genç şairlerden de söz açıldı. Denilen o ki Türkiye’de yayımlanan edebiyat dergilerinin çoğunluğunu şiir dergileri oluşturuyor. Bu dergilere de yayımlanması için gönderilen binlerce ama binlerce şiir var. Yalnız, mesele şu ki, dergilerin ve şiir kitaplarının satış rakamlarıyla dergilere gönderilen şiirler ve şiir yazanlar arasında muazzam bir niceliksel fark var. Konu her açıldığında duymaktan artık bıkanlar olsa da meseleyi iyi biçimde tarif ettiği için Aziz Nesin’in ünlü sözünü yineleyelim: Türkiye’de her iki kişiden üçü şair.

Buraya kadar söylediklerim şiir yazıp şiirlerinin dergilerde yayımlanmasını isteyenlerce kulak ardı edilebilecek türden. “Sonuçta ne olmuş, okunmuyorsa? Benim şiirlerim öyle duygu doludur ki gönderdiklerim yayımlanır.” Aslında pek öyle olmuyor. Olmadığını da Türkiye’nin şiir yayımlayan iki büyük dergisinin genel yayın yönetmeni  Enver Ercan söylüyor. Ercan’ın ve Metin Celâl’in belirttiğine göre gönderilen şiirlerin yüzde doksanı çöp! Bu kötü şiirleri yazanların da ısrarla şiir okumayan ama şiirleri yayımlansın isteyen kitleden olduklarını ifade ediyorlar. Şiirleri yayımlananlarsa, öncelikle Türk şiirini sonra da Dünya şiirini okuyan, takip edenlerden çıkıyor.

Kıssadan hisse: şiirlerinizin ciddi bir dergide yayımlanmasını istiyorsanız şiir okuyun! Şiir kitabı alın, şairleri tanıyın, şiir dergilerini takip edin. Hayır, internetteki şiir sitelerini veya Facebook’ta yapılan paylaşımları okumak sayılmaz. Her şeyden önce bu tür alanların barındırdıkları bilgiler güvenilir değil. Bir şairin hiçbir zaman yazmadığı, üstelik kötü de olan bir şiiri, o şairin adıyla öğrenebiliyor kitleler. Ayrıca ciddi bir edebiyat dergisinin kıyısından geçemeyecek bir sürü niteliksiz manzumeye de bu tür şiir sitelerinde yer alabiliyor. Bu da nitelikli şiirin aslında ne olduğuna dair beğeninizin gelişmesini engeller. Bu yüzden siz bu işi öğrenmek için gidin önce bir şiir antolojisi edinin. Antolojiler iyi birer yol göstericidir. Oradan hoşunuza giden şairleri keşfedip, bu şairlerin kitaplarına daha sağlıklı bir biçimde geçebilirsiniz. Son söz, “Ben başkasının şiirlerini okursam ondan etkilenirim. Bu yüzden ben kimsenin şiirini okumam.” diyenlere: Şiir böyle düşünenlerin sandığından bambaşka bir şey. Bu düşünceyi terk etmeyenlerin şiirlerinin iyi bir editör tarafından seçilerek nitelikli bir dergide yayımlanması neredeyse olanaksız.


22 yorum:

ev taşıma dedi ki...

faydalı bilgi oldu arkadaşım çok teşekkür ederim

Şair Faruk Kerey dedi ki...

Kesinlikle haklısın

Şair Faruk Kerey dedi ki...

Yeşeren güller vardı, susayan bülbüller. Bir ümit misali geldi geçti günler. Doğan her güneş bir umut getirecek diye beklerken, her seferinde bir şeyler alıp götürdü benden..!

Şair Faruk Kerey

Adsız dedi ki...

sana şair sıfatını kim verdi bilmiyorum ama ben bu yaşıma kadar yeşeren bir yeşil gül görmedim :) mahalle bakkalından aldın o sıfatı herhalde.

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız

yeşermek
(nsz) 1. Bitki yaprak vermek, yapraklanmak. 2. Yeşil renk almak, yeşillenmek: “Okulun arkasındaki tepeler, yağan yağmurlardan sonra yeşermişti.” -N. Cumalı. 3. mec. Canlanmak, yeniden ortaya çıkmak: “Türklük ülküsünün biraz daha köklendiğini, büyüdüğünü, yeşerdiğini duyarız.” -O. S. Orhon.

Güncel Türkçe Sözlük

Unknown dedi ki...

Bloguma bir göz atarsanız beni çok mutlu edersiniz. Teşekkür ederim.

Adsız dedi ki...

Gerçekten hakka değer şiirleri yayımlatmak için hangi dergileri önerirsiniz? lütfen yardımcı olun.

Hasan Salih Kaymaz dedi ki...

Bloguma göz atarmısınız?

Adsız dedi ki...

Yazılan hiçbir cümle çöp olamaz kim bilir hangi duyguları barındırıyor o kelimeler sadece afilli kelimeler seçemediği için ya da kelime dağarcığı kısıtlı olduğu için yazılan bu bütünlüğe çöp demek kimsenin haddine değil böyle sitemkar yaklaştığım için kusura bakmayın dayanamadım ...

sine'mden.. dedi ki...

Şiir alışkanlıklara karşı bir yaylım ateşiyse eğer,zaten kim gönlünden kopup birşeyler karalıyorsa hepsi ayrı kıymetli olmalı ve birbirine benzememeli..şiir duyguysa eğer kime göre neye göre kalıplaştırılabilir..çöp derken biraz sert bir söylem olmuş fikrimce.

Hadis dedi ki...

Tafsiywe edeceğiniz bir dergi var mı?

Yazar Odası dedi ki...

@Adsız: (22 Ocak 2016) , @Hadis: Piyasada pek çok edebiyat dergisi var. Kişinin kendi zevkine, yaşına, okuma deneyimine göre beğendiği dergiler de değişiyor. Kendi beğendiğim ve beğenmediğim dergiler var ama sizin için en iyisi sanırım kitapçılarda, gazete bayilerinde ve internet üstünde biraz dedektiflik yapmak.

Cihan dedi ki...

Renk Cümbüşünden Bozma Hayaller..
Arkamdaki binalar sıra sıra dizilmiş
Kabimdeki pencere kapanmış
Gökyüzü masmavi, bembeyaz bulutlarla açılmış
Manzara göz kırpıyor bir yerlerden
Alıyor seni renk cümbüşünden bozma hayaller
Kuşların uçuş güzergahları değişiyor her gün
Kanatlar bir o yana bir bu yana süzülüyor
Her yeni günde her yeni sabahta
Kanatları daha da güçlenircesine başka alemlere göçüyorlar
Alıyor seni renk cümbüşünden bozma hayaller
Dünya bazen aydınlık bazen karanlık
Yaşam bir durağan bir hareketli
Gökyüzü yine güneşe bakıp
Selamlıyor hafif bir tebessümle güneşi
İnsanların kimi başka baharlarda hayata gülümsüyor
Kimileri de renk cümbüşünden bozma hayallerle yaşıyor
Hep bir koşuşturmaca hep bir telaşlanma
İnsanlar bazen havada süzülüp giden hayalini kaçırıyor
Bazen de yeni bir hava için yeni bir hayal için savaşıyor kazanıp yolunda ilerliyor
Yine hep, renk cümbüşünden bozma hayallerle.. c.A




Unknown dedi ki...

Herhangi bir finansal problemin var mi? Borcunuzu temizlemek ve isinize geri dönmek için hizli bir krediye ihtiyaciniz var mi? Eger öyleyse kredi basvurusu hakkinda daha fazla ayrinti için bize tekrar ulasin. Sadece bu e-postada bize ulasin ===> tiffanyperioloancompany@gmail.com

Adsız dedi ki...

Makberden Göklere Ağıt

Ben bilirim eskiyi milattan öncesini
Bu topraklar bu sular artık saf temiz değil
Kimler tarumar etmiş İlah düşüncesini
Yüzler zifir,kalp kömür,insancıklar biz değil

Değil mi ki nanköre secde eder adamlar
Billur nursuz,ışıksız,sokaklar fanus değil
Gözler muhtaç yaşlara anam mezardan ağlar
Yitirilen ar değil kaybolan namus değil

Değil mi ki kalplere vurulur kelepçeler
Değil mi midelere düşen afiyet değil
Değil mi ki hurdaya çıkarılmış ilimler
Değil mi ibadetler Allah'a niyet değil

Makber olurdu bana kin gütmeyen toprağım
Örtülen toprak değil gömülen tenim değil
Heyhat kurudu dallar yere düştü yaprağım
Ne çağlara layığız ne bu çağ benim değil

Birgün kalkarsa makber göklere intizara
Pak alınlar şad olur iffeti satan değil
Artık melekler inmez şafaklar da yollara
Yollar girift,yollar dar,topraklar vatan değil
Vatanı vatan eden makberde yatan değil...

k.a.gazioğlu Nişantaşı-İstanbul 05433734436

Yetim Ali dedi ki...

Yazılanları okudum..kocaman bir TEŞEKKÜR EDERİM.. neden şimdi Ali? diye sordum kendime..4 yıldır kalemini.daktilosunu unutan Ali'ye sordum bu soruyu..aslında cevabı belliydi de o KORKTUĞUM ŞEYDİ..
65 yıllık ömrümün 25 yılını yalnız yaşadım..Lakabım dı '' Yetim Ali'' sokakların çocuğu Yetim Ali..Mafya bozuntusu Yetim Ali..Patron.Genel Müdür Yetim Ali..bu günkü adı Bahçıvan Yetim Ali..Yaşamda üstlendiğim bu rollerin aralarına sıkışmış kendince ŞAİR değil..Doktoru kalem ve Daktilosu olan sürekli yazan..binlerce sayfalarda aşklarını .isyanlarını. özlemlerini gizleyen sadece Yazan Yetim Ali..Hiç okuyanı olmayan binlerce sayfaları olan sadece yazan Yetim Ali,
YAZMAK..yaşama meydan okumanın bir diğer adı..Yaşamda dik durabilmenin en güçlü dayanağı..Her konuda Profesör olmuş bir DOKTORUN diğer adıdır YAZMAK..
Bu gün kitaplığımdan bir defteri çıkarttım..yazdıklarımın bir bölümünü Yıllar sonra tekrar okudum..Bilgisayarımı açtım..İnternet te biraz dolaştım..ve Sizlerleyim..bir yazımı paylaşmak istedim..tüm bunları yıllar sonra neden yaptım bilmiyorum..
Sizleri tanımaktan galiba mutlu oldum..Merhaba Dostlar..

ŞEHİT ANASI
anasına sordular
''ana oğlun nerede''
durdu ana..sustu
buğulandı gözleri
o söze karşı
öylesine suskundu
sonra yaşlar aktı ananın gözlerinden
ve ana konuştu
''gittiler''dedi
devam etti ana
''nereye mi?''
her hal cennete gittiler dedi
birden bire çoştu ananın gözleri
hıçkırıklara boğuldu.
soru soranda sustu
ortak oldu gözyaşları
ananın gözyaşlarına
sade yaşlar konuştu.

gittiler o yiğiyler
gün görmeden gittiler
kimileri onlara ölmez dediler
ama onlar öldüler
hiç biri geri dönmediler
kimbilir şimdinerde
ne haldeler
adına düzen dediler
peşine hakla kukuku
peşine vatanı eklediler
herbirine bir ad takıp
hepsine MEHMET dediler.

mehmetler nöbette
mehmetler hasrette
vatanı beklediler
beklerkende öldüler
bir bir öldürüldüler
hani onlar bir gelecektiler
hani onlar sılaya sağ salim dönecektiler
dönemediler mehmetler
döndürülmediler
onların her birini
bir yere gönderdiler
gittikleri o yerde
her biri ŞEHİTTİLER

bu yazı çok uzun zamanınızı çalmak istemiyorum..hepinize sevgi ve saygılarımı gönderiyorum

Yetim Ali dedi ki...

Yetim Ali Marmaris
05357315207

Tuncay Tuncer dedi ki...


Bir mi varmış yokmuymuş bir
İçteki yarım kalanların sesidir
Zamanmıymış ki evvel olan
Kalbura mı dönmüş yoksa saman

Neredeymiş ninnilerle gelip
Bir tatlı aile ortamına doğan
Nerede ise mutluluğu arayıp
Umutla kilometrelerce yol alan

Kötümü zaman yoksa insanlığa adanan
Yapmak mı yoksa kötü yapmamaktan
Görüp duyup sessiz kalmaktan
Göz mü sorumludur dil mi yalandan
Tuncay Tuncer

Unknown dedi ki...

Ne güzel demiş Yunus ;
"Mum olmak yetmez , ışık saçmak için önce yanmak gerek"
Bütün yorumları okudum , kimsenin kalbini kırmak incitmek istemem . Hani öyle bu tarz yerlere yazı yazan birisi de değilimdir , muhtemelen bunu da unuturum lakin :

Öncelikle hepiniz çok iyi dinleyicisinizdir zannımca
Mesela boudleire okumamışsınız hiç nezval , rimboud , rosetti , poe , brecht vs. Hadi kendi abilerimden isimler sayayım ;
Tarancı , yahya kemal , turgut uyar , özdemir asaf vs.
Şiirlerinizde imgelem çok zayıf dostlarım , kafiyeyi peşpeşe dizince tesbih gibi okuyana ancak sabır çektirir...

Lütfen kırılmayın bana ama ben şurda yazanları edebiyat öğretmenime götürsem ben yazdım hocam diye , ilkokuldan beri hiç mi geliştirmedin kendini derdi bana...

Umarım hayal ettiğiniz gibi olur hayatınız ama ben 15 yıldır yazarım .
Bana şişşşt deli ya da şişşt şair derler çevremde...
Lütfen kırılmayın beni de yanlış anlamayın .

Daha çook yol var ve biraz engebeli .
Sağlıcakla kalın...

Birşair dedi ki...

ARKADAŞLAR OYSA BU ALANDA KÜÇÜK ÇAPLI BAŞARILAR ELDE ETTİM BU SÖYLENENLER GERÇEKTEN HEVESİMİ KAÇIRDI
BİRİ BU İŞİ NASIL YAPACAĞIMI SÖYLEYEBİLİR Mİ LÜTFEN

Adsız dedi ki...

Rilke'nin de dedigi gibi gercekten kendimize sormamız, "bunu yazmazsam yapamam" diyebiliyorsak ve bu kıvama gelebiliyorsak yazmak gerekir. Once kendimizi filtermizden gecirmek en onemlisi sanırım.

Unknown dedi ki...

Menzîle adım adım her şeyimi adadım!
Pek mühim değil adım vazgeçmek işim değil!

Bana düşen tevekkûl netîcesi Rabbim,den;
Takdîri baş üstüne gayrısı lâzım değil!

M. A. 23/01/2019